Yeğin İnşaat, Sancaktepe’de projelerine yenilerini ekliyor
2004 yılında kurulan bir firma olarak Sarıgazi’de 120 adet daireyi sahiplerine teslim ettiklerini aktaran Yeğin, Demokrasi Caddesi üzerinde üç adet dükkan ve 15 adet ofisten oluşan iş merkezi projesini hayata geçirdiklerini açıkladı. 2010 yılı içinde Sancaktepe’de devam eden iki projelerinin yanı sıra belediyede proje aşamasında olan üç ayrı projelerinin daha bulunduğunu aktaran Yeğin, “2011 yılında Sancaktepe’nin Samandıra Bölgesi’nde gerçekleştirmeyi düşündüğümüz iki ayrı proje üzerinde çalışma yapıyoruz. Bu projelerden birini Osmangazi Mahallesi’ndeki 60 daire, diğerini ise Eyüp Sultan Mahallesi’ndeki 15 daire oluşturuyor” dedi.
Sarıgazi Meclis Mahallesi’nde yapacakları iş merkezi projesinin belediyede ruhsat aşamasında olduğunu vurgulayan Yeğin, bu projeler için planlanan yatırım tutarının yaklaşık 5 milyon TL olduğunu belirtti. 2010 yılının ikinci yarısından sonra firma olarak hareketlilik yaşadıklarına değinen Yeğin, “Bölgesel anlamda sıkıntılı günler geçirdik. Özellikle bizim gibi inşaat firmalarını ilgilendiren bölgedeki imar problemi bir dönem bizleri iş yapamaz hale getirmişti. 2008 yılının Haziran ayından 2010 yılının altıncı ayına kadar bölgede tam anlamıyla çivi bile çakamadık. Bu sorun inşaat firmaları ve bölge halkına ciddi sıkıntılar yaşattı. Yeni yapılan planlarla bu sorunun kısmen çözülmesi ile birlikte bölgenin ve bölge insanının daha iyi bir gelişim ve değişim göstereceğine inanıyoruz” şeklinde konuştu.
“Sektör olarak Avrupa’nın 30 yıl gerisindeyiz”
İnşaat sektöründe Türkiye’nin Avrupa’yı 30 yıllık bir gecikmeyle takip ettiğini belirten Yeğin, Avrupa’daki binaların en önemli özelliğinin sağlam ve kalıcı şekilde inşa edilmeleri olduğunu söyledi. Bu özelliklerinin yanı sıra planlı yapılaşmanın da Avrupa’yı Türkiye’den ayıran önemli bir kıstas olduğunun altını çizen Yeğin, şunları söyledi: “Avrupa’da bir şehrin planı bir defaya mahsus yapılır. Türkiye’de ise böyle bir yapılanmadan çok uzağız. Bu da şehirlerin çarpık ve bilinçsiz yapılmasına neden oluyor. Avrupa’da 2. Dünya Savaşı sonrasında yapılan binaların yeni olduğu söyleniyor. İstanbul’da ise 1999 depremi sonrası yapılan binalar için böyle bir tanımlama var. Bu da bizim Avrupa’dan en az 30 yıl geri olduğumuzu gösteriyor.”
0 yorum:
Yorum Gönder