Ev Sahibi ve Kiraci Haklari
İmzaladığımız kontratlar nasıl olmalı, artış oranları neye göre belirleniyor, kiracılar kontrat öncesi evi hangi şartlarda tahliye edebilir, gürültücü komşularla veya gürültü yaptığımızı iddia eden komşularla yasal olarak nasıl uzlaşabiliriz…
NTV’ye Sorun’ programına konuk olan Kültür Üniversitesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Turgut Öz, evsahibi-kiracı hakları ve komşuluk hukuku hakkında bilgiler verdi.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının konut hakkımızla ilgili 57. Maddesine göre: “Devlet, şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama çerçevesinde, konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teşebbüslerini destekler.”
Gayrimenkul kiraları hakkında 6570 sayılı yasanın 7. Maddesine göre; “kira bedelini vaktinde ödememelerinden dolayı haklı olarak bir yıl içinde kendilerine iki defa yazılı ihtar yapılan kiracılar aleyhine, ayrıca ihtara hacet kalmaksızın, kira müddettinin hitamında,tahliye davası açabilirler. ”
Gayrimenkul kiraları hakkında 6570 sayılı yasanın 9. Maddesine göre; “kira mukavelelerinde; bu kanunun kira bedellerinin tayinine mütaalik hususlar müstesna kiracı aleyhine değişiklik yapılamaz. ”
Gayrimenkul kiraları hakkında 6570 sayılı yasanın 11. Maddesine göre; “Kiracı kira müddetinin bitmesinden en az on beş gün evvel mecuru tahliye edeceğini yazı ile bildirmediği takdirde sözleşme aynı şartlarla bir yıl uzatılmış sayılır.”
Kira artış oranları nedir, iyi bir kontrat nasıl düzenlenmelidir, evsahipleri, kiracı ve komşu ilişkilerindeki sorunlarda hukuk ne zaman ve hangi koşullarda devreye girebilir?
KİRA KONTRATI NASIL OLMALI?
Kiracının haklarını gözeten bir kira kontratı nasıl olmalı, nelere dikkat etmeliyiz? Ev sahibinin evin durumu gerçekten iyi değilse kontratta ‘mükemmel’ yazmasının bir etkisi olur mu? Kime, neye göre mükemmel, yasalar bu işe ne diyor?
Turgut Öz: Kiracıların durumu biraz iyi. 6570 sayılı gayrımenkul kiraları hakkındaki kanun, şehirlerde ve belediye sınırları içerisinde sözleşmeler ne yazarsa yazsın veya yazılı bir sözleşme yapılmış olsun ya da olmasın kiracıyı tek yanlı olarak koruyan hükümler içeriyor. Ama tabi yine de boşluklar var. Bu boşlukları dolduracak noktaları kiracıların iyi bilmesi gerekiyor. Yazılı bir kontrat yapıldığında mükemmel diye yazmak, evin daha sonraki bozuklukları, teslim aldığınızda mevcut olan eksikleri kabul ettiğiniz anlamına gelebilir. Bu bakımdan sakıncalıdır. Daha sonra bunun hangi baskılar altında ya da ne gibi şartlarla yazmak zorunda olduğunuzu ispatlamak sorunlarıyla uğraşmak yerine böyle bir şey yapmaktan kaçınmak gerekir. Ama ne olursa olsun kiracı olarak kabul edilebilmek için bunu yapma mecburiyetinin de doğduğu inkar edilemez. Böyle bir durumda eve girdikten, sözleşmeyi yaptıktan hemen sonra bir tespit yapılmasını tavsiye ederim. Karşı tarafa kiraya verene hangi şartlar altında bu şartın kabul edildiğini belirten bir tesbit yapılırsa, mahkemelerimiz bunu gözönüne alacaktır.
KİRA ORANLARI
Kira oranları neye göre belirleniyor? Fiyatları belirleyen bir merci var mı?
Turgut Öz: Her ne kadar yasalar, kiracıyı koruyan bazı hükümü içeriyorsa, ne olursa olsun, kira sözleşmesi serbest iradeyle kurulan bir borçlar hukuk sözleşmesidir. Bu bakımdan bu sözleşme yapılırken, kiraya verenin isteyeceği kira miktarına sınır çizen ya da belirli ölçüler getiren bir hükmümüz yok. Bir kişi nasıl hiçbir zaman evini kiralamama hakkına sahipse, istediği fiyata kiralama imkanına da sahip. Burada yapılacak bir şey yok. Ancak sözleşme yapıldıktan sonra istediği gibi kirayı arttırmasına yönelik hükümler var. Bu bakımdan maalesef sözleşme yapılırken, alabileceğimiz bir tedbir yok.
ANAYASA’NIN VATANDAŞA TANIDIĞI HAKLAR
Anayasanın konut hakkıyla ilgili maddesi vatandaşa ne tür haklar tanıyor? Vatandaş olarak ne gibi haklarımız var?
Turgut Öz: Anayasa’nın konut hakkına ilişkin hükümleri aslında doğrudan bu konuya çok çare değil. Ama unutmamalı ki, Anayasamızda mülkiyet hakkı esas alınmış ve korunmuş. Sözleşme usulü esas alınmış ve korunmuş. Konut imkanını vatandaşlara sağlamak için bu hakların özüne dokunulamaz. Bu bakımdan bazı özel durumlarda objektif olarak değişen ekonomik şartlara bağlı olarak kira artışının azaltılması, önlenmesi imkanları var. Ama böyle bir subjektif bir sebeple, şahıslar işini kaybettiği için veya hasta olduğu için kira miktarının düşürülmesi veya artışını önleyici bir hüküm yok. Bu konuda Anayasa’nın da yapabileceği bir şey yok. Şu çok özel durumlarda mahkemelerimiz buna bir fren yapabiliyor. Mesela kişi kalp krizi geçirmiş, ağır hasta. Kanunen evden çıkartılması hayatını tehlikeye düşürecek. Öyle bir durumda tahliye imkanı olsa, hiç olmazsa bu sağlık sakıncası geçene kadar ev sahibi beklemeye mecbur edilebiliyor ama onun dışında işim bozuldu. İşten çıkarıldım gibi sebepler yükümlülükleri hafifletmiyor.
KİRA ARTIŞ ORANI
Kontrat yıllık hayat şartlarına göre düzenleniyor oysaki işyerleri yüzde 10 zam yapıyor. Bunun çaresi nedir?
Turgut Öz: Gayrimenkul kiraları hakkında kanuna göre kira sözleşmelerinde hangi kira artış oranı yazarsa yazsın, kiracı ilk seneden sonra herhangi bir kira artışı yapmakla yükümlü değil. Böyle çok önemli bir koruyucu hüküm var. O orana uymak zorunda değil. Fakat kanun bunu dengelemek maksadıyla kiraya verene mahkemeye başvurmak suretiyle, değişen hayat şartlarına göre kira bedelinin arttırılması davası açma imkanı veriyor. Bunlara kira tespiti davası denir. Sulh hukuk mahkemesinde açılan bir dava. Burada hakim, sözleşmede yazılan oranda kirayı arttırmak durumunda değil. Son yıllardaki durum ise şöyle: 2001 tarihinden sonra, mahkeme TEFE’deki artış oranında kira artışını yapacaktır. Belki adalet kavramına dayanarak bundan biraz daha aşağı olabilir ama söz konusu kişinin ödeme gücünü doğrudan doğruya dikkate almayacaktır.
KOMŞU HAKLARI
Komşum da en ufak bir sesten bile rahatsız olup hemen şikayete geliyor. Sürekli evsahibine ya da belediyeye şikayet edeceğini söylüyor. Ne yapabiliriz haklarımızı nasıl aramalıyız?
Turgut Öz: Apartman hayatında dairelerdeki komşuluk ilişkisinde 634 sayılı kat mülkiyeti kanunu uygulanacaktır. Burası apartman sakinleri arasındaki eski ve özel kanun bazı prensiplere bağlamıştır. Ve birbirini dürüstlük kuralına göre, hakkaniyet prensibine göre, rahatsız edecek davranışlardan kaçınma yükümlülüğü denir. Bunların arasına komşuları rahatsız edecek sesler çıkarma, onların dinlenmesini, uyumasını engelleyecek şekilde gürültü yapmayı da yasakladığını görüyoruz. Bu yasaya aykırı hareket edenler hakkında mahkemeye müracaat edilebilir. Bunu ihtilaf halinde, tanıklar dinleyerek hakim tesbit etmeye çalışacak. Açıkcası hakimi kim daha inandırıcı şekilde ikna ederse, onun haklı çıkacağı bir durum söz konusu. Ama tabi, davayı açıp iddiada bulunanların önce iddiasını ispat etmesi gerekecek. Aşırı bir hassasiyet söz konusuysa buna girmez. Çünkü alt ve üst katlar ve yan daireler halinde yaşamanın yarattığı bir takım rahatsızlıklara katlanma mecburiyeti vardır. Aynı şekilde, tıkırtı bile çıkmayacak diyemezsiniz. Sürekli şikayetler, yolunu kesme şeklindeyse, kaba konuşmalar şeklindeyse, tam tersine bu kanuna göre komşuyu rahatsız etme, taciz etme sayılır. O dava açmaya izin verilebilir.
TAHLİYE TAAHHÜTLERİ
Kira kontratı yaptık ama ez sahibim evini üç yıl içinde tahliye edeceğimi yazan noter tastikli bir belge istiyor. Bunun bir formalite olduğunu söylüyor. İmzalarsam veya imzalamazsam ne olur?
Turgut Öz: Çok önemli bir konu. Daha önce bahsettiğimiz 6570 sayılı kanuna göre kira sözleşmesi yapıldıktan sonra verilen tahliye taahhütleri geçerlidir. Burada belirtilen tarihte kiracı çıkmak zorunda. O tarih geldiğinden itibaren bir ay içerisinde kirayı veren mahkemeye başvurursa, mahkeme tahliyeye karar verecektir. Onun için böyle bir tahliye taahhüdü vermemesi gerekir. Kira sözleşmesinin tarihinden daha eski tahliye taahhütleri geçersizdir. Bunlar kiralayabilmek için baskı altında verilmiş sayılmakta ve kesin geçersiz sayılmaktadır. Tahliye taahhüdünü kira sözleşmesinden sonraki tarihli olması gerekir.
APARTMANIN DIŞ CEPHESİ
Apartmanımda kablolu televizyon olmadığı için çatıya anten taktırmak istiyorum fakat apartman yönetimi buna izin vermiyor. İtiraz etme hakkım var mı? kontra
Turgut Öz: Bu da kat mülkiyeti kanunu çerçevesinde çözülecek bir sorun. Bu subjektif ihtiyaçlar maalesef çok fazla gözönüne alınmayacak. Apartman yönetimi, aslında apartmanda kat malikleri, gerek çoğunlukla uydu anten konulmasına karar vermişlerse, buna katılmayan da buna uymak zorundadır. Ama bu uydu antenden yararlanmayacağını söyleyerek, bunun masrafına katılmayabilir. Fakat bunun yerine ben apartmanın dış cephesinden görünür şekilde bir anten çıkartacağım diyemez. Böyle bir şeyi maalesef yapamaz. Vatandaşımıza tek tavsiye edebileceğimiz şey, bu uydu anteninin masrafına katılmak zorunda değil yararlanmamak şartıyla. Yararlanmaz ve katılmaz. Kendisine dairesinin içerisinde alıcı hizmetini görecek bir tesisat yapabileceği yoksa dışarıdan görünür şekilde, dış görüntüyü etkileyecek bir anten çıkıntısı yapamayacağıdır.
KİRACI ÖĞRENCİLER
Ev sahiplerinin öğrencilere daha yüksek fiyat göstermelerinin haklı bir sebebi var mı, nereye şikayet edebiliriz?
Turgut Öz: Tabi adaletsiz bir durum. Ama ev sahiplerinin kirayı vermek için daha yüksek para istemelerine yapacak bir şey yok . Niçin benden kötü niyetle çok fazla para istiyorsun. Bu kadar kira. Başkasına daha az kiraya veriyorsun demek hakkı maalesef bulunmamaktadır.
KİRA PARASINI TESPİT İLE ARTIRIMI ARASINDAKİ FARKLAR
Kira parasını tespit ile kira parasını artırım davası arasındaki farkları, mevzuat ve yargıtay kararları doğrultusunda izah eder misiniz?
Turgut Öz: Kira parasında aslında ayrı bir dava yok. Her türlü kira parasına etki eden davayı bu isimle adlandırmak mümkün. Tespit davası bu 6570 sayılı kanunda uygun görülmüş olan ve bu yasaya yönelik ve her yıl tekrar tekrar yenilenen kira sözleşmelerinde yenilenen kira yıllığı için enflasyon artışı sebebiyle kirayı verenlerin açtıkları artış davasıdır. Bir de uyarlama davası denilen bir dava vardır. Bu da sırf kira sözleşmeleri için değil, her türlü sözleşmede aslında olur. 2, 3, 4, 5 yıllık süre içerisinde bazen kiracı, bazen kiralayan aleyhine değişen ekonomik şartlara bağlı olarak süre bitmeden önce bu kira artık katlanılmaz olduğu gerekçesiyle dürüstlük kuralı uyarınca bunun adapte edilmesi, dürüstlük kuralına dayanarak açık bir yasa hükmü de genel hükümlerde olmamasına rağmen uyarlanması davasıdır. Daha çok büyük işyeri kiralarıdır bunlar. Dolar birden fırladı. Dolarla verilen kirada bunu indirin demesi. Türk kirasıyla kiralanan ama çok komik oldu arttırın demesi gibi, onun şartları çok ağırdır, adına uyarlaması davası denir. Bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde söz konusu olur.
KONTRAT İMZALAMADAN ANLAŞMA
Kontratımız bittikten sonra yeni kontrat imzalamadan belli bir kirada anlaşıp devam ediyoruz. Bizim haklarımız devam ediyor mu?
Turgut Öz: Zaten bizim borçlar kanunumuza göre ve bahsettiğim özel kanuna göre kira sözleşmesi bir yazılı halde değildir. Sözle de anlaşsa kişiler kira sözleşmesi kurulmuş olur. Delil niteliği taşır, yazılı belge sadece. Bu bakımdan elbette sözleşmeleri geçerli. Bu devam ettikçe de sözleşme devam ediyor. Yalnız başlangıç tarihini yazılı yapmamışlarsa, o sözleşmelik süre bittikten sonra, o süre bir yıl olsun, iki yıl olsun, üç yıl olsun, beş yıl olsun, on yıl olsun. Daima bu kanun birer yıl yenilenip devam edecektir. Ta ki kanunun aradığı tahliye sebeplerinden biri, çıkıp birisi hukuki yola başvurup tahliye edilinceye kadar.
KONTRAT BİTMEDEN ÇIKIYORUZ
İki yıllık kontrat imzalamıştık. Ama evden çıkmak zorundayız. Evsahibimiz bu parayı bizden mutlaka alacağını söylüyor. Haklarımız neler?
Turgut Öz: Eğer haklı bir gerekçe olmadan yani evin kullanılmasında bir güçlük, başka bir engel olmayıp sadece kiracının kendi sübjektif şartları sebebiyle, evde ben artık oturmak istemiyorum, oturamayacağım demesiyle belirtilen süre sonuna kadar kira ödemekten aslında kurtulamaz. Ancak şöyle bir durum söz konusu olabilir. Şartlarının burada kalmaya devamının kendisi için dayanılmaz kıldığını, buna karşılık burayı boşaltması üzerine ev sahibinin çok kolay, çok iyi şartlarda kiracı bulabileceğini, bu yerin buna müsait olduğunu söylüyoruz. Dürüstlük kuralına dayanan bir keşif davası ile bunu hakime anlatabilirse bir şansı olabilir. Bunu da yapamadı ayrıldı gitti diyelim. Ev sahibi gitti başkasına kiraya verdi. Ondan sonra bu şartlar da aranmadan, kendisinden süre sonuna kadar kira bedelini istediğinde, başkasına kiraya vermesi sayesinde elde ettiği kira paralarını bundan düşebilecektir.
DEPOZİTO
Evimizi kiraladığımızda boyası dahil birçok masrafını biz karşılamıştık ve bir de depozito vermiştik. Evsahibimiz şimdi bizim yaptırdığımız şeylerin bozulmasını gerekçe göstererek depozitomuzu vermiyor, buna hakkı var mı?
Turgut Öz: Kendi aralarındaki anlaşmanın yorumuna bağlı bir şey. Kiracı alındığı gibi teslim etmişse depozitosunu alması lazım. Burada bunun değerini kiradan mahsup edip etmeyecekleri hususunda nasıl anlaştıklarına bakmak lazım. Bunu bedelsiz olarak yapmayı zaten üstlenmişlerse normal bir kullanım… Yaptığı masrafı ispat etmesi lazım. Bunu kira parasına ek olarak bir bedel gibi vermeyi kabul edip etmediğini ispat etmiş olması lazım. Kira şartlarından biri bunları bedelsiz olarak da yapması idiyse yine bundan sorumlu olacaktır.
KONTRAT İMZALAMADAN ANLAŞMA
Kiracımızı tahliye etmek istiyoruz ama çıkmayacağını söylüyor. Hangi gerekçelerle evi boşaltmasını sağlayabiliriz?
Turgut Öz: Çıkmayabilir, 6570 kanunun getirdiği özel bir imkan bu. Ancak bu kanunun belirttiği belli ihtiyaç sebeplerini tahmin edebilirsiniz. Kiraya verelim, kendisinin eşinin veya çocuklarının ihtiyacını ispat etmesi lazım. Yahut kendi ihtiyacı yoksa da kiracının kendisinin eşinin veya çocuklarının aynı belediye sınırları içinde veya aynı şehirde benzer nitelikte kullanıma elverişli bir konutu olduğunu ispat ederse çıkartabilir. Veya ihtarlara rağmen kirayı ödemezse çıkartabilir… Onların da özel şartları var. Bir borca aykırılık yaparsa çıkartabilir. Yoksa, artık ben seni çıkartmak istiyorum olmaz.
KİRACILI MÜLKÜ SATIN ALMAK
Bir dükkan satın aldım. Dükkanda ise bir kiracı var . İki yıldır eski sahibine kira ödemiyormuş, bana bu yılın kirasını eski dükkan sahibime ödedim diyerek, bana da ödemiyor. Dükkanın önceki sahibiyle olan anlaşması beni ilgilendirir mi? Bu işten nasıl kurtulurum?
Turgut Öz: Bir taşınmazı, gayrımenkulü satın aldığınız takdirde yasa gereği bu kiracıyla aranızda kira ilişkisi kurulmuş olur. Bunun için fatura aldığınızdan itibaren bir ay içinde ihtar çekip altı ay sonra tahliye ederseniz kurtulabilirsiniz. Yoksa siz de bu ilişkinin tarafı olursunuz. Ama tahliye talebinde kendi ihtiyacını ispat etmesi de lazım. Bu imkanlar yoksa kira sonrası taraf olarak devam edecek. Gelecek kiraların da önceden ama kendisinin bu taşınmazı satın alıp bunu da kiracı bildirmesi önce ödendiği iddiası var. Eğer böyle bir iddia doğruysa, maalesef bu paraları isteyemez. Ve bu söylediğim bir ay ve altı ay sürede bu şartları gerçekleştirmemişse dönem sonunda bir ihtiyaç beyan edene kadar para almadan buna katlanmak zorunda.
KİRA ARTIŞI
Aylık kiram 40 milyon tl. Ama dükkan sahibi 90 milyon istiyor, ne yapmam lazım?
Turgut Öz: Burada kira artışı yapmak zorunlu değil. Yapmadı diye sorumlu olmaz. Sözleşmedeki, anlaşmadaki kirayı vermeye devam edebilir. Başına hiçbir şey gelmez. Kirayı verenin bu kira dönemi sonunda mahkemeye başvurarak kira tespit davası açması lazım. O davayı kazanıp da hakimin takdir edeceği kirayı o andan itibaren ödemek zorunda. O artışı o zaman yapmak zorunda.
KİRAMI ELDEN VERMEK İSTEMİYORUM
Kiramı bankaya yatırmak istiyorum fakat ev sahibim kirayı elden istiyor. Bence vergi ödememek için bunu yapıyor, kirayı bankaya yatırmak için ne yapmalıyım?
Turgut Öz: Kira borçları, para borçlarıdır. Borçlar kanunumuza göre borçludur. Aksi kararlaştırılmadıkça borcu alacaklının ikametgahında ödemek zorundadır. Burada kiracımız, bankaya para yatırılmasını kabul etmemesi üzerine, ev sahibinin ikametgahına gidip aslında para vermek, ödemek zorunda. Niye banka hesap numarası vermiyorsun, bankaya yatırmıyorum, bu zamana kadar ödemiyorum diyemez. Ama parayı öderken makbuz isteme hakkına sahip. Vermezse sorumlu olur. Makbuz istemek ve makbuz verilmesi şartı ödemek üzere ikametgahında ödeme yapmak zorunda.
KONTRATTA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR
Yapılacak en iyi ve sağlam kontrat nasıl olmalı? Özellikle hangi konulara dikkat edilmesi gerekiyor?
Turgut Öz: 6570 yasa olsun, borçlar kanunumuz olsun, kira sözleşmesini özel bir şekle bağlı tutmamış. Yani, halk arasında kontratım, sözleşme yok denilen durumlarda dahi eğer taraflar anlaşarak bir bedel karşılığı birisinin kullanmasını kabul etmişlerse, kira sözleşmesi kurulmuştur. Ama tabi bunun hükümleri tartışma konusu olacağı ve ispat zorluğu çıkacağı için bunu yazılı bir şekle dökmelerinde fayda var. Burada kira bedeli tabi iyi düşünülerek tespit edilmeli. Oturulacak yerin şartları, kira süresinin ne olacağı tespit edilmeli. Tabi bu kontrat nasıl olmalı derken, kime göre iyi? Kiracıya göre mi, ev sahibine göre mi? Her iki tarafın menfaatini ortak koruma durumunda olduğunuz için sadece bir taraf için iyi gelecek hükümler ne olur hususunda bir fazla açıklama yapmak istemiyorum. Çünkü duruma göre değişebilir. Böyle bir taraf tutma pozisyonu olmadan…
KONTRAT DOLMADAN EVDEN ÇIKMA
Kontratım bitmeden evden çıkmak istediğimi evsahibime ilettim. Ancak kendisi evden çıkarsam ev yeni bir kiracı tarafından tutulana kadar kirayı ödemek zorunda olduğumu söyledi. Böyle bir yasa var mı?
Turgut Öz: Bahsettiğimiz kira kanunumuza göre kira döneminin bitmesinden en geç 15 gün önceye kadar kiracı sözleşmenin yenilenmesini istemediğini bildirmelidir. Başta kararlaştırılan süre sona ermeden tek taraflı olarak çıkamaz. Ancak, karşı tarafın da erken bitmesini kabul etmesiyle çıkabilir. Çoğu kez karşı tarafın işine gelir. Çünkü hayat şartları malum, daha yüksek kiraya verme imkanı olacaktır ama işine gelmediği durumlarda bunu yapmak zorunda değil, çıksanız bile kiranızı öderseniz. Hatta daha da ciddi bir durum var. 6570 sayılı kanun her sene taraflar istesin istemesin kiracı 15 günü, kira döneminin bitmesini kaçırdıktan sonra kira sözleşmesini yerine getiremediğini bildirse bile bir sene daha kira sözleşmesi yenilenmiş olacaktır. Buna dikkat edilmesi gerekir.
TEMİNAT MAKSADIYLA İSTENEN SENET
Yeni bir eve taşındım ve ev sahibi ile kira kontratı yaptık. Pul yapıştırdık, imzaladık. Bu kira kontratı geçerli midir? Benden açık senet aldı ve bunu kira kontratına yazdı. Bunun da elektrik, su vs. için olduğunu söyledi. Çıkarken hiçbir borç bırakmasam da bu senetler geçerli olur mu?
Turgut Öz: Kiraya mahsus bir durum değil. Teminat maksadıyla istenen senetler söz konusu. Gelecek kira borçları ve eve bir zarar verilirse, ev sahibinin bu zararın tazminini isteme hakkına teminat olsun diye. Teminat maksadıyla her türlü senetler için söylenecek şeyler burada da söylenecek. Bunu takibe koyduğu zaman kiracı bunun teminat maksadıyla olduğunu ispat etmek zorunda. Bir takım delillerle hakime gerçek maksadın bu olduğunu ispatlayamazsa şöyle bir güç duruma düşebilir. Malum, verilen senetler, ikinci evraksa, bu soyut borçların belgeleri olduğu için bunun şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmaksızın tahsis etme olabilir. O bakımdan hiç olmazsa bu teminat içindir. Senedin içine yazılması şart değildir. Herhangi bir yerde bu hususun belirtilmesi yeterlidir.
HER YIL YENİ KONTRAT YAPMAK GEREKİR Mİ?
Evsahibimle bir yıllık kontrat yapmış, ve belli bir artış belirlemiştik. Yenisini yapmadık, ben şimdi bir yıl daha oturabilir miyim?
Turgut Öz: Kontratın yeniden imzalanması şart değil. Yasa gereği tekrar tekrar yenileniyor. Bu bakımdan sona erme senetleri yoksa, kiracı rahatça oturabilir ve kimse onu çıkartamaz. Kira miktarına gelince. 6570 sayılı kanun tarafların başta anlaşmasıyla dahi ileriye yönelik olarak serbestçe kira arttırımına izin vermemiş kiracıyı korumak için. Ancak bu yasanın yorumunda yargıtayımız ilk seneki yenilenmedeki sonrakilerin kira artışını geçerli kabul ediyor. Ama sadece ilk seneki… Kira sözleşmemizde her sene kiraya yüzde 80 zam yapılır. Yahut yüzde 100 artış olur. Bu iki sene geçtikten sonra ikinci sene bakımından uygulanma mecburiyeti olan bir hükümdür. Kiracı gerçekten bu belirtilen yapmak zorundadır, itiraz etmeden. Ondan sonraki senelerde hiçbir hükmü yoktur. Taraflar anlaşmadıkça ve anlaşmamaları halinde de kirayı veren mahkemeye gidip, hakimden enflasyon oranına ve başka bazı özeliklere göre kira arttırma kararı almadıkça aynı kirayı vermek üzere devam edebilir.
YILLIK KİRA ARTTIRIM ORANI
Şu an kanuni olarak yıllık kira arttırım oranı nedir?
Turgut Öz: Belirttiğimiz gibi serbestçe kira artışı kararlaştıramıyor ki, bunun ne olacağı sorunu ortaya çıkıyor. Enflasyon sebebiyle kirayı verenler, mahkemeye başvurarak tespit davası diye bir davayla, kira miktarının tespit edilerek arttırılması, hakimin isteği. Bu ülkemizde çok değişen bir uygulama. Maalesef 400 kere değişmiştir. Baskı altında ve çok sınırlı tutulduğu dönemler oldu. Çok büyük tepki olunca, enflasyon oranına kadar serbest bırakılmıştır. Yüzde 60’la sınırlanmıştır. 65 getirilmiştir. En son 2000 yılı için yüzde 25’le sınırlanmıştır. 2001 yılı için yüzde 10’la, enflasyonla mücadele programı gerekçesiyle sınırlanmış. Fakat 2001 yılının eylül ayının 15’inde yayınlanan bir anayasa mahkemesi kararıyla bu iptal etdildi. 2001’in eylülünden sonrasından günümüze gelen uygulama ise şu, tekrar prensip olarak TEFE artışı oranında mahkemelerin tespit davalarında artış yapması. Ama prensip olarak kiranın şartlara göre çok düşük kalmasına göre, farklılaşma olabilir. Bundan daha düşük zam olabilir.
KİRA KONTRATI YAPMAMAK AVANTAJ MI?
Kira kontratı yapmayan kiracılar hangi haklardan mahrum kalırlar? Ev sahibinin kira kontratı yapmak istememesi ona bir avantaj sağlıyor mu?
Turgut Öz: Kira miktarının yazılması bakımından hiç kimseye bir avantajı ve dezavantajı yok. Ama ilk yenilenme için kontratta kira miktarının yazımının avantajı var. Sadece ilk yenilenen sene için ev sahibi bu yazan miktarda artış isteyebiliyor, TEFE oranlarını aşsa bile.
KAT MALİKLERİ İLE SORUNLAR
Kooperatif yapımı bir sitede kiracı olarak oturuyorum. Kötü malzeme ve işçilikten dolayı kış aylarında alt katlardaki kömürlü sobaların dumanı bizim evden çıkıyor. Aynı sorunu diğer kat sakinleri de çekiyor. Yönetime sorunu bildirdik. Çözüm olarak merkezi ısıtma sistemi getirildi. 108 dairenin bir kısmı kalorifer sistemini pahalı olduğu gerekçesiyle istemiyor. Bir kısmı da duvarlarının yıkılıp baca onarımı yapılmasını kabul etmiyor. Sorun sağlığımızı etkileyecek durumda olmasına rağmen çözümsüz kaldı. Acaba ne yapabilirim?
Turgut Öz: Sorunun iki yönü var. Birincisi, kendisine bu evi kiraya veren kişi arasında kira sözleşmesi açısından. Bu şartları bilerek, ekonomik durum bakımından ucuz olduğu için, fiyatı düşük olduğu için bu evi tutmuşsa, bu kira sözleşmesine dayanarak bir hak talep edemez. Ama böyle değilse, sonradan ortaya çıkmış bir durumsa, mümkünse eğer bu bozukluğun giderilmesi, kendi dairesinde yapılacak bir tamiratla.. Kiraya verenden isteyebilir. Kendi evsahibinden talep edebilir. Masrafı ona ait olmak üzere yapabilir veya kirayı kesebilir. Ama öyle bir durum yoksa veya olsa bile bir de işin kat mülkiyeti bakımından yapılacak şeyler var. Kat mülkiyeti hukukuna göre bu tür sorunlar kat mülkiyeti kanunu açısından kat malikleri tarafından çözümlenmelidir şüphesiz. Alt kat malikinden bunu izole eden, ortadan kaldıran tedbirleri almasını isteyebilir, dava edebilir. Bunu yapmıyorsa, sulh mahkemesine başvurarak bunu isteyebilir.
EMSAL GÖSTERME
Vakıftan almış olduğum işyeri için aylık 627 milyon lira kira ödüyorum. Komşularımsa 75 milyon ile 275 milyon arasında ödüyorlar. Kira oranımı düşürebilir miyim? Düşürebilirsem nereye başvurmalıyım?
Turgut Öz: Emsal göstererek rayicin daha düşük olduğunu söyleyerek, kendi özgür iradesiyle sözleşmede kabul ettiği kira oranını sonradan düşürmesi, subjektif bir sebeple mümkün değil. Kira oranının bu şekilde enflasyon olan ülkelerde üstelik objektif şartlar hayatı pahalılaştırırken, bu kiralama sırasındaki bir tercihe dayanarak düşürülemez. Ancak bu soru kapsamına girmeyen ama dövizle kararlaştırılan kiralarda veya döviz arttıkça, beklenmedik enflasyon artışı sebebiyle bu kira miktarının indirimi imkanı var.
KONTRATDAKİ ARTIŞ ORANI RAİCİN ÜSTÜNDE
4 senedir kontratımda yazan ito toptan eşya endeksine göre artırımı yaptım. Fakat bu seneki zam oranımla sitedeki yeni kiralanan daire fiyatlarının %50-60 oranında fazla kira vermem gerekeceğini hesaplıyorum. Acaba kontratı yenilemeden rayiç üzerinden kira artışı istemem yeterli mi yoksa bunu kontrat yenileme ile mi yapmalıyım? Bir ay önceden bildirmem yeterli mi?
Turgut Öz: Kiracının kontrat yenileyerek de yenilemeyerek kendi başına böyle bir şey yapması mümkün değil. Kiracı, ev sahibinin rızasını alarak bunu yapabilir, mahkemeye gitmeksizin. Mahkemeye giderse de sözleşmedeki hüküm TEFE rayiç oranında artış olduğuna göre, mahkemede bu oranda zam yapmayı kabul ediyor. Bu açıdan, bunu engellemesi mümkün değil gibi görünüyor. Fakat bulunduğu evin özelliği açısından öyle anlaşılıyor ki, belirttiği rayiçlerden bu oranda değer kazanmayan bir yer. Emsalleri bu kadar değerinin artmadığı bir yer. Bu özellikleri hakime iyi anlatabilirse TEFE artış endeksinden daha düşük bir zam yapması söz konusu olacak. Kendisi hiç zam yapmasa bile biliyorsunuz, 2 seneden sonra hüküm ifade etmeyeceği için artışlar, zaten kirayı veren mahkemeden artış kararı almadıkça, artış yapmak zorundadır.
EVDE EVCİL HAYVAN BESLEMEK
Sekiz yaşındaki köpeğimle aynı apartmanda üç yıldır aynı evde kalıyorum. Evi tutarken evsahibim ve komşularımla bu konuda anlaşmış ve hiçbir sorun yaşamamıştım. Fakat iki ay önce alt katıma taşınan komşum sürekli olarak köpeğimden rahatsız olduğunu söylemeye başladı. Yasal olarak onu evden attırabileceğini söylüyor, böyle bir hakkı var mı? Beni mahkemeye verirse kendimi nasıl savunabilirim?
Turgut Öz: Bu kat mülkiyetinden doğan ihtilaflar arasında evde evcil hayvan beslemekten doğan sorunlar, özel bir yer tutuyor. Çok da tartışılan bir sorundur. Başını da köpek besleme olayı çekiyor. Kat mülkiyeti kanunumuz komşuların birbirini rahatsız edecek her türlü davranıştan imkan nispetinde kaçınma yükümlülüğü yüklüyor. Tabi ki özellikle köpeğe, kediye mahsus bir hüküm yok. Bu çerçevede sorunun çözülmesi lazım. Uygulamada yakın zamana kadar gazetelere de yansıyan çelişik kararları görmüşsünüzdür ama yargıtayımız çok sert bakıyordu bu işe. Komşuların şikayet etmeleri halinde kat mülkiyetine tabi bir dairede köpek beslenemeyeceğini, beslenmenin mümkün olmayacağı görüşündeydi. Bunu bu şekilde yorumluyordu. Fakat şimdi daha yumuşadığını görüyoruz. Genellikle kabul edilen şu, başlı başına bir köpek beslenmesi, bu şekilde komşuluk hukukuna ihlal, kat mülkiyetine aykırı davranış sayılmıyor. Ayrıca köpeğin diğer komşularını rahatsız eden davranışları olması lazım. Bu sadece görüntü ve saldırmak değil, havlaması, yüksek seslerle sürekli komşuları rahatsız etmesi gibi…
OĞLU GELECEK DİYE EVDEN ÇIKARDI…
Evsahibim beni oğlu gelecek diye evden çıkardı. Sonra evi oğlunun üzerine geçirdi. Ama sonra tekrar kendi üzerine alarak başka birine kiraya verdi. Bu durumda haklarım neler?
Turgut Öz: Gayrımenkul kiraları kanunu, kişinin kendisi, çocukları veya birlikte yaşadığı eşin ihtiyacı sebebiyle her zaman kiracısını çıkartabileceğini söylüyor. Dava açmasına göre, o kira döneminin sonunda çıkartabilecekti eskiden. Şimdi davanın sonunda da hemen çıkartılabiliyor. Kabul ediyor. Bu bakımdan ev sahibinin yaptığı, oğlunun üzerine geçirmek yerine, oğlumun ihtiyacı var diye de çıkartabilir. Oğlunun üzerine geçirip de benim ihtiyacım var diye çıkartmasının fazla bir anlamı yok. Ayrıca oğlu, kira sözleşmesini yeni malik olarak devralmış da olacak.
Oğlu gelip oturmazsa, o zaman başkasına kiraya verirse, beni niye çıkarttın diyemez miyim?
Turgut Öz: Herkesi uyaralım. Gayrımenkul kiraları hakkındaki kanun, bunun istismar edilmesine ağır cezalarla bir set çekiyor. Diyor ki, ihtiyaç sebebiyle, kendisinin, eşinin veya oğlunun, ayrıca inşaat yapacağım, tamirat yapacağım diye kiracıyı tahliye etmişseniz üç sene boyunca bunu başkasına kiraya veremezsiniz. Verirseniz, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası var. Ayrıca çıkartılan kiracının ödediği son kira üzerinden üç yıllık kira tutarında ceza ödemek zorunda kalır. Çok ağır bir yaptırımı vardır. Ama kendi ihtiyaç talebi üzerine kiracı kendi isteği ve rızasıyla çıkmışsa bu cezalar, bu yaptırımlar yok. Israr edip, ben sana inanmıyorum, kalıyorum diyen kiracıya dava açıp da, dava dahiliyle karar alarak çıkartmışsak, bu yaptırımlar var. Bu da geliştirilmiştir. İyi niyetle kiracı çıkarsa, bu cezalar yok. Sonuna kadar direnip de mahkemeye çıkartılırsa, kiracıya ceza var…
YÖNETİCİNİN HAKLARI
16 dairelik bir konutta oturuyorum. Yöneticimiz yakıt, kapıcı aidatı, ortak kullanım elektrik ve su parasına katılmıyor. Yasal olarak böyle bir hakkı var mı?
Turgut Öz: Kat mülkiyeti kanununa göre yöneticilerin yaptığı yönetim hizmeti karşılığında kat maliklerinden ücret alma hakları var. Bu kanuni bir hak. Ama bunun miktarı yasada belli değil. Buna kat malikleri karar verip tespit edecekler. Özel bir oran olmadığı için arsa ve sayı bakımından ikisinin de birden çoğunlukla vereceği karara göre, buna bu ücret verilecek, uygulamada biz de bu ücret vermek yerine bir takım masraflardan yöneticiyi muaf tutmak şeklinde oluyor. Bu oranı sağlamışlarsa, yapılabilecek bir şey yok. Bu oran sağlanmamışsa, bu takdirde mahkemeye başvurarak yöneticiye hakkı olan adil bir ücretin tespitini isteyebilir.
OTOPARK SORUNLARI
Bir aparmanın bahçe katında oturuyorum. Apartmana ait otopark tarafında olan pencerelerimin önüne park eden otomobillerin egzoz kokusu ve gürültüsünden çok rahatsızım. Bu otomobiller penceremin tam önüne park edebilir mi? Yasal olarak ne kadarlık bir mesafe olmalıdır? Bu tür düzenlemeler hangi yasayla yapılmıştır?
Turgut Öz: Park yerlerine ilişkin bir yasa yok. Eğer bu apartmanın kendi parkıysa, o apartmanın yönetim planında bu otoparkın yeri vardır. Veya arabaların parkedeceği de kabul edilmiştir, benimsenmiştir, böyle bir durumda normal bir araba kullanımı, malum arabaların egzos kontrolü de söz konusu, ayrı bir konu o. Trafik yasasına göre de taşınması gereken özelliklere sahip bir arabaysa, normal bir şekilde parkedilmesi söz konusu. Yapabilecek bir şey yok. O daireyi bilerek satın almıştır, oturuyordur. Ama apartman dışında bir otopark ise aslında yine aynı kriterler söz konusu ama yönetim planına bakmaya lüzum yok.
KİRACI AİDATLARI ÖDEMEZSE
Kiracım 4 aydır aidatını ödemiyor. Yönetim onu icraya verebilir mi?
Turgut Öz: Kat mülkiyeti kanununa göre aidat ödemekte aslında evsahibi yükümlüdür. Kiracı, bundan yasa gereği yükümlü değildir. Ev sahibi ödemediği için kiracıdan alınabilir, o da kira parasından düşülebilir. Ama bizde hemen hemen daima olduğu gibi kira sözleşmesinde bu kiraya ek olarak kiracıya yükletilir. Aralarında sözleşme olduğu için. Bu o kadar yaygın ki, zaten yasa gereği, normal durum bu zannetmesinler. Kira sözleşmesinde özellikle kiracının bu aidatı ödeyeceği hususunda ev sahibinin bundan sorumlu olmayacağı hususunda anlaşma yapmamışlarsa o da sorumlu olacaktır. Burada böyle bir anlaşmanın olduğu varsayımıyla hareket edelim. Aidatını ödemeyene karşı gerek yönetici, gerek diğer kat malikleri sulh mahkemesine başvurabilir. Hatta bunun doğrudan aidatın miktarı, kat malikleri kurulundaki bir karara geçmişse, icra takibi yapmak da mümkündür.
KIZ ARKADAŞIMI EVE GETİRMEK SORUN MU?
Biz üniversite öğrencisiyiz ve bir sitede kiracı olarak oturuyoruz. Ev sahibi ve komşular, kız arkadaşlarımızı eve getiriyoruz diye bizi evden atabileceklerini söylüyorlar. Böyle bir hakları var mı?
Turgut Öz: Daha önce belirttiğim prensipler burada uygulanacak. Kat mülkiyeti kanununda diğer ifade var, hep söylüyorum. Komşuları rahatsız etmeyecek, dürüstlük kuralına göre, hak ve adalet prensiplerine göre davranışlarda bulunmak, bunları ihlal eden davranışlarda bulunmamak diyor. Şimdi, burada çok sık çıkan bir sorun bu. Çok insan davet etmek, kız arkadaş getirmek vs… Veya evlilik dışı ilişki yürüttüğü birisini götürmek. Bu hususta net bir kriter yok. O muhitin, o yerin, o sosyal ortamın özelliklerine bakılır. Böyle davranışların kültürel çevre ve semt çevresi olarak çok yadırgandığı ve insanların bundan çok rahatsız olacağı ortamlarda, bu ortamın özelliklerini dikkate alarak da biraz da ev kiralanmış ve tutulmuş sayıldığı için daha dikkatli olmak gerektiği söyleniyor. Ama bunların, böyle daha çağdaş yaşam şartlarına uygun ortam için bunların bir bahane yaratmak için ileri sürüldüğü kabul edilir. Ve buna göre bir sonuca varılır. Çok genel olarak söyledim. Net bir görüş yoktur.
ASANSÖR MASRAFLARI
Zemin katta oturanların asansör masrafına katılması zorunlu mudur?
Turgut Öz: Kural olarak zorunludur. Apartmanda bir dairede, projede vardır, yönetim planında vardır. Eskiden beri eleştirilen bir husustur ama mevcut kanunumuza göre zemin katta olan, hatta bodrum katında da olsa, hiç kullanmadığı apartmanın masraflarına katılmaya mecburdur. Ancak, bu asansörün yapılması hususunda karar sonradan alınmışsa ve bu asansöre de mutlaka ihtiyacı olan apartman değilse, 10 katlı, 8 katlı gibi.. 4 kat, 3 kat gibiyse… Masrafsız bundan yararlanmama şartıyla, masraflara da katılmaktan kurtulabilir. Ama bu şartla. Bu şekilde düşük kata sahip ve sonradan asansör yapılan durumlardır.
TAHLİYE TAAHHÜDÜ
Tahliye taahhütleriyle ilgili kira sözleşmemi iki gün önce yeniledim. Yeni kira başlangıç tarihi 15 ekim 2002. Evsahibim boş bir kağıda imza atmamı istedi, reddettim. O zaman evi boşaltın dedi. Bunun üzerine istediğinin tahliye taahhüdü olduğunu söyledi. Ben de boş kağıt yerine yazılı, içeriği belli olan taahhütname imzalayabileceğimi söyledim. Yazılı bir taahhütnamenin üzerinde bulunan isim adres ve tarihlerde değişiklik yaparak tahhütnameyi imzaladım. Kira kontratının üzerine imza edilme tarihini, yani 23. Eylül 2002’yi yazdım. Aynı anda olduğu için tahliye taahhüdüne de aynı tarihi attım. Şimdi ev sahibim bu taahhüde dayanıp beni kontrat bitiminde evden çıkarabilir mi? Her yıl bu işlemin yenilenmesi gerekir mi?
Turgut Öz: Tahliye taahhüdü için özel hükümler var kanunumuzda. Kira sözleşmesinin tarihinden daha eski ve aynı tarihli tahliye tarihlerinin hükmü ve geçerliliği yok. Çünkü bunlar, ev sahibinin kirayı rahatsız etmiş için verilmiş sayılıyor. Ve bu konuda yasa kiracıyı koruyor. Tahliye taahhüdündeki tarihinin kira sözleşmesindeki tarihten daha sonraki bir tarih olması. Daha sonra verilmiş olması lazım, geçerli olması için. İzleyicinin sorusunda bu şart olmadığını görüyorum. Ve geçersiz olduğu ileri sürülebilecek. Burada iki noktaya temas edeyim. Bu, daha sonraki tarih olduğu için, geçerli olan bir tahliye taahhüdüne göre, tahliye tarihi geldiğinde bir ay içinde ev sahibi tahliye talebinde bulunma davası açmalıdır. Bu süreyi kaçırırsa, yine geçersiz olur. İkincisi, uygulamada şöyle bir yola başvurulduğu görünüyor, kanuna karşı ev sahipleri açısından. Bu konuda izleyicilerimizi uyaralım. Kirayı yaparken ileri tarihli bir tahliye taahhüdü alınır. Ya da tarih kısmı boş bırakılıyor. Sonradan doldurulmak üzere. Gerçekte kiracı bunu sözleşme yaparken veriyor ama daha sonra o taahhütle bunu tahliye etmeye kalktığında derdini anlatamıyor. Şimdi tahliye taahhüdündeki tarih daha sonra tarih oluyor. Buna şöyle bir çare var. Böyle bir durumda kiracı olarak kalırsanız, daha ileriki tarihli bir tahliye taahhüdüyle kira artışını sağlarsanız, bu tahliye taahhüdüne yazdığınız veya muhtemelen boş bıraktıysanız doldurulacak, ilerideki tarihten daha erken tarihli bir ihtarnameyle. Hemen sonra bir noter ihtarnamesiyle böyle bir tahliye taahhüdü verdim ama gerçekte üzerinde yazılı tarihte verilmemiştir, daha önce verilmiştir, derseniz ve bu ihtarnamenin sizin o verdiğiniz tahliye taahhüdünden daha önceki tarihse yine bunu geçersiz sayma imkanınız var. Kiracıyı korumak için mahkemelerimiz. Kiracı da bu kadar ince, hassas plan, tezgah yapıp da sonradan tahliye taahhüdü vereceğim, önceden ihtar çekip taahhüdü de vermez. Olamaz, diyor.
Kaynak: ntvmsnbc.com
0 yorum:
Yorum Gönder