Morikamı Japon Bahçeleri
Hiraniwa Bahçesi düzgün bir biçimde taranmış iri taşlardan oluşuyor. Arka plandaki manzarayı tamamlıyor. 17-18. yüzyıl Japon bahçelerine örnek olan Hiraniıva, önceki yüzyıllardan farklı olarak bitkilerin de bu soyut bahçe anlayışına katıldığı bir dönemi temsil ediyor.
Doğayı seyretmek, dinlemek, temiz havayı solumak ya da taşla, toprakla temas etmek yapay dünyanın kaygılarından, sıkıntılarından arınmanın en iyi yollarından biridir çoğumuz için. Doğanın her inanış biçiminde temel bir yeri vardır. Bu bağlamda Morikami bahçelerinden keyif almak için ille de Uzakdoğu felsefelerine ilgi duymanız gerekmiyor.
Ancak herbir köşesinde farklı bir anlam gizli olan bu bahçeleri kendi diliyle anlamanın da apayrı bir tadı olduğu kesin. Morikami, size doğanın içinde kendi kendinizle başbaşa kalmanızı sağlayan bir ortam yaratıyor. İrice bir kayanın üzerinde oturup biraz ileride akan suyun sesini dinlerken ya da bambuların arasında rüzgarı hissederken siz kendi düşünce biçiminizi oluşturuyorsunuz.
Amaç da bu zaten; her konuğun doğadan esinlerek kendi görüşünü, kendi felsefesini ortaya koyabilmesini sağlamak.
Morikami Bahçeleri nin bulunduğu arazi, vakti zamanında Japonlar a aitmiş. Güney Florida da tarımla uğraşan bir grup Japon göçmen, Yamato kolonisini kurmuş. Bu koloninin kurucularından Ge-orge Sukeji Morikami yıllar sonra toprakları bağış olarak bölge halkına bırakmış.
Bugün Japon bahçeleri olarak yaşatılan geniş arazinin üzerinde Yama-to-kan isminde bölgenin tarihi ile ilgili önemli bir de müze yer alıyor.
Morikami, Japon bahçe kültürüne ve inanış tarzına göre biçimlenmiş birçok bahçeden oluşuyor. Bahçeler arasında dolaşırken tarih boyunca Japon bahçe anlayışındaki değişimleri görebiliyor ve diğer kültürlerin Japon kültüründeki etkilerini inceleyebiliyorsunuz. Örneğin bahçeler arasındaki adacıklar ve göllerin Çin kültüründen esinlendiğini görüyorsunuz.
İki adacık üzerinde yer alan Shinden Bahçesi de buna en güzel örnek. Aldığımız bilgilere göre 9-12. yüzyıllarda Japon asilzadeleri bahçelerini uzaktan seyredebilmek için çoğunlukla Çin bahçe konseptini kullanmışlar.
Böylece göl üzerinde sandallarla yapılan gezintiler, bahçeleri seyretmenin en keyifli şekli olmuş. Erken ve geç kaya bahçeleri, T4. ve 15. yüzyıl devirlerine ait iki önemli bahçe. 14. yüzyılda doğa daha soyut bir biçimde ifade edilmiş Japon kültüründe. Su, bu ifade biçimde yer almamış ama varlığı üzerinde önemle durulmuş.
Bu bahçede dikey olarak yerleştirilen kayalar tanrıların oturma yerleri olarak sunulmuş. 15. yüzyılda ise tamamen soyut, duvarlarla çevrili bir bahçe mekânı üzerinde yoğun-laşılmış. Zen Budizm inde meditasyon için kullanılan bu mekânlara karesansui yani kurak peyzaj adı verilmiş. 17. ve 18. yüzyıllara ait Hiraniwa Bahçesi, soyut bahçe anlayışını biraz yumuşatarak bitki öğesini de yerleştirmiş.
Romantik Bahçe ise Batı ekisinin hissedildiği 19- ve 20. yüzyıl başlarına ait. Düşünce Pavyonu "gözlerle duymak, kulaklarla görmek" fikri üzerinde yoğunlaşmış. Tüm bu bahçelerin yanı sıra zengin Bonsai koleksiyonunun yer aldığı bir bölüm de bulunuyor. Ayrıca bambu, çam, ve erik ağacı üçlüsü, Japon kültüründe uğur sembolü sayıldıkları için Morikami de sıkça karşınıza çıkıyor.
0 yorum:
Yorum Gönder