"Akdeniz'in Ötesinin İnşası" sergisi, sanal mimarlık müzesinde!
Sanal Mimarlık Müzesi, Avrupa Birliği Komisyonu tarafından desteklenen “Akdeniz’in Ötesinin İnşası” başlıklı sanal sergisinde, Akdeniz’in güney ve doğu kesiminde 1860 - 1970 arasında faaliyet gösteren Avrupalı inşaat firmalarının arşivlerinden bir seçkiyi bir araya getiriyor. Sergide, Avrupa ile Akdeniz’in güney kıyıları arasında yoğun ticari, insani, teknik, kültürel ve sanatsal alışverişin kanıtlarını ortaya koyan yapıtlar yer alıyor.
Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) bünyesinde yer alan ve Türkiye’nin sanal ortamda mimarlık alanına odaklanan ilk ve tek müzesi olan Sanal Mimarlık Müzesi’nin yeni sergisi “Akdeniz’in Ötesinin İnşası” izleyicisiyle buluşuyor. Müze, “Akdeniz’in Ötesinin İnşası” ile ziyaretçilerini Akdeniz’in güney ve doğu kesiminde 1860 - 1970 arasında faaliyet gösteren Avrupalı inşaat firmalarının arşivlerinden bir seçkiyi keşfe çağırıyor.
Avrupa Birliği Komisyonu tarafından, 2007-2013 Kültür Programı çerçevesinde desteklenen “Arching: Avrupa İnşaat Arşivleri Projesi”, Haziran 2010 - Mayıs 2012 tarihleri arasında gerçekleştirilerek, "Akdeniz’in Ötesinin İnşası” adlı sergi ile ilgililerine sunuldu. Projeye, Sanal Mimarlık Müzesi’nin yanı sıra Fransa’dan InVisu Laboratuvarı (CNRS - INHA), Belçika’dan Écomusee du Bois-du-Luc (La Louvière), Fransa’dan Cite de l’Architecture et du Patrimoine (Paris) ve İtalya’dan Floransa Üniversitesi Mimarlık Bölümü katkıda bulundu. Proje çerçevesinde yapılan araştırmalar sonucu elde edilen veriler hakkında araştırmacıların yaptığı değerlendirmeler ayrıca, “Building Beyond the Mediterranean - Studying the Archives of European Businesses (1860-1970)" adlı bir kitaba da dönüştü.
Söz konusu arşivlerde yer alan koleksiyonlar olağanüstü değere sahip, ancak bugüne kadar ortaya çıkarılmamış olan bir kültür mirasını kapsıyor. Bu miras, 19. ve 20. yüzyılda kullanılan inşaat tekniklerinin ötesinde, Avrupa’nın bilgi ve teknoloji birikiminin yayılışını göstermesi açısından da önem taşıyor. Çelik veya betonarme yapılar, yabancı işçileri ve personeli barındıran şehirler, kamusal yapıların yanı sıra restorasyon projeleri, zanaatkar üretimi mobilya ve süslemeler… Bu yapıtların hepsi, Avrupa ile Akdeniz’in güney kıyıları arasında yoğun bir ticari, insani, teknik, kültürel ve sanatsal alışverişin kanıtlarını ortaya koyuyor.
Sergi ile 500’e yakın belge dünyaya açılıyor
Sanal Mimarlık Müzesi’nin sanal sergisi ile 500’e yakın belge, dünya çapındaki tüm ilgililerin yararlanabilmesi için erişime sunuluyor.
Avrupalı inşaat firmalarının 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyılın ilk yarısında Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da gerçekleştirdikleri büyük bayındırlık yapıları (köprüler, barajlar, limanlar, kanallar, tren yolları), teknik gelişmelerin Avrupa’nın dışına yayılmasından öte toplumsal değişimlerin de habercisiydi.
Avrupalı inşaat firmaları, Akdeniz’in güneyindeki pazarlara büyük ulaşım altyapılarının (tren yolları, karayolları, kanallar) inşası yoluyla girdiler. 19. yüzyılın ortalarından itibaren giderek Fransız Sömürge İmparatorluğu’na eklenen Mağrip, Fransız şirketlerinin tercih ettikleri faaliyet bölgesi haline geldi.
Osmanlı İmparatorluğu’nun 1839’da devlet kurumlarında reformlar yapmaya başlaması ve modernleşme hareketinin ivme kazanması da Avrupa şirketlerinin faaliyetlerini yaymasına zemin hazırladı. Kızıldeniz ve Akdeniz’in sularını birleştirecek olan Süveyş Kanalı’nın inşası ve 1859’da açılması en tanınmış Avrupa projesiydi.
Port-Said, İsmailiye ve Port Tevfik’te, Fas’ta ve Mısır’daki fosfat işletmelerinin çevrelerinde, kiliselerden işçi lojmanlarına kadar her öğesiyle tam anlamıyla “şirket şehirleri” kuruldu.
Bir yatırım aracı olarak “apartmanlar” da Avrupalı şirketlerin faaliyet alanıydı. İstanbul’da olduğu gibi Kuzey Afrika’nın bütün büyük şehirlerinde apartmanlar, oteller, bankalar, tiyatrolar, plajlar hem yeni teknik uygulama alanları hem de modernleşen hayatın ürünleri olarak boy gösterdi.
Batı, Doğu’nun sanatıyla buluşuyor
19. yüzyılda bütün Avrupa’yı saran oryantalist ilgi, dünya sergilerine de damgasını vurdu. Metal işleri yapan Paris’te yerleşik Paul Kiss ile sanatçı Edmond Soussa, hatta Kahire’ye yerleşen İtalyan firmaları Berte & Gaeta, Nistri ve Parvis gibi dekoratörlerle işbirliği içinde olan mobilya yapımcılarının hepsi, bir yandan Avrupa el sanatlarının Akdeniz çevresine girmesini, bir yandan da Arap zevkinin ve süsleme üsluplarının Avrupa’ya yayılmasını sağladılar.
UNESCO, Nubya tapınaklarını taşıyor
“Akdeniz’in Öte Tarafının İnşası” sergisinde yer alan en dikkate değer belgeler arasında Mısır’daki Nubya Tapınakları’nın taşınması sürecinde yer alan, tartışılan projeler bulunuyor. UNESCO’nun dünya çapında başlattığı bir kampanya ile gerçekleştirilen bu işlem, bugün çok tartışmalı olsa da, korumacılık alanında dev bir adım olarak nitelendiriliyor.
Kahire’deki Mehmet Ali Paşa Camisi’nin onarım belgeleri de serginin dikkat çeken bir başka bölümünü oluşturuyor.
Sanal Mimarlık Müzesi Hakkında
Yapı-Endüstri Merkezi tarafından sanal ortamda kurulan Mimarlık Müzesi, Türkiye’de yıllardır gündemde olan ancak bir türlü yaşama geçirilemeyen Mimarlık Müzesi’nin bir anlamda ilk adımını oluşturuyor. Mimarlık Müzesi’nde Türk ve dünya mimarlık mirasını oluşturan, ulaşılabilir her türlü belge ve tanıklık derleniyor. Çeşitli kişi ve kurumların arşivlerinde saklanan belgeler gün ışığına çıkarılıp internet ortamında incelenebilir hale getiriliyor. Böylece kapsamlı bir envanterin oluşması, araştırmacılar için çok değerli bir referans kaynağı yaratılması amaçlanıyor. Müzede yer alan bütün bilgi ve belgeler dijital kayıt biçiminde saklanarak mimarlık tarihi açısından çok değerli bir dijital arşiv oluşturuluyor.
www.archmuseum.org adresinde İngilizce yayına da başlayan Mimarlık Müzesi, Türk mimarlığının yurtdışında tanınması, Türk mimarlığı ile uluslararası mimarlığın kesiştiği noktaların ortaya konması açısından büyük bir işlevi yerine getiriyor. Sanal Mimarlık Müzesi, Uluslararası Mimarlık Müzeleri Konfederasyonu (ICAM)’a üye olarak kabul edilmiş tek sanal müzedir.
0 yorum:
Yorum Gönder