Doğal afet, kiracı ev sahibi ayrımı yapmıyor
Türkiye’de yaklaşık 10 milyon mülk sahibiyle, 6 milyon 375
bin kiracının, herhangi bir doğal afet ya da sosyal olay karşısında yılların
birikimiyle elde ettikleri varlıklarını yitirmemesi için deprem sigortasının
yanı sıra konut sigortası da yaptırması gerekiyor. Buna karşın, halen sadece
3.9 milyon konutta zorunlu deprem, 2.2 milyon konutta da konut sigortası
bulunuyor. Doğal afetlerde sadece mülkün değil eşyaların da zarar gördüğüne
dikkat çeken Anadolu Sigorta Genel Müdürü Musa Ülken, “Herhangi bir doğal afet
ya da sosyal olay karşısında vatandaşlarımızın yılların birikimiyle elde ettiği
varlıklarını bir anda yitirmemesi için deprem sigortasının yanı sıra konut
sigortası yaptırmasında büyük fayda var” dedi.
Bulunduğu coğrafya itibarıyla deprem sel, toprak kayması gibi doğal afetlerin sık yaşandığı Türkiye’de, 16 milyon hanede yaşayan vatandaşların deprem sigortasının yanı sıra konut sigortası da yaptırması büyük önem taşıyor.
Türkiye’de sigorta bilincinin geliştirilmesi gerektiğini belirten Anadolu Sigorta Genel Müdürü Musa Ülken, 10 milyon mülk sahibiyle 6 milyon 375 bin kiracının herhangi bir doğal afet ya da sosyal olay karşısında yılların birikimiyle elde ettikleri varlıklarını yitirmemesi için deprem sigortasının yanı sıra konut sigortası da yaptırması gerektiğini belirtiyor.
Halen DASK’a göre, Türkiye’de bulunan 16.4 milyon konuttan yaklaşık 3,9 milyonunun zorunlu deprem sigortasıyla depreme karşı, yaklaşık 2,2 milyonunun da konut poliçesiyle yangın, infilak, sel, fırtına, hırsızlık gibi çeşitli risklere karşı önlem almış durumda olduğunu belirten Ülken, “Geri kalan 10.3 milyon bina ile milyarlarca liralık eşyanın hiçbir güvencesi bulunmuyor. Rakamlar, daha güvenli bir gelecek için toplumun sigorta konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor” diye konuştu.
Kiracı da önlem almalı
Bulunduğu coğrafya itibarıyla deprem sel, toprak kayması gibi doğal afetlerin sık yaşandığı Türkiye’de, 16 milyon hanede yaşayan vatandaşların deprem sigortasının yanı sıra konut sigortası da yaptırması büyük önem taşıyor.
Türkiye’de sigorta bilincinin geliştirilmesi gerektiğini belirten Anadolu Sigorta Genel Müdürü Musa Ülken, 10 milyon mülk sahibiyle 6 milyon 375 bin kiracının herhangi bir doğal afet ya da sosyal olay karşısında yılların birikimiyle elde ettikleri varlıklarını yitirmemesi için deprem sigortasının yanı sıra konut sigortası da yaptırması gerektiğini belirtiyor.
Halen DASK’a göre, Türkiye’de bulunan 16.4 milyon konuttan yaklaşık 3,9 milyonunun zorunlu deprem sigortasıyla depreme karşı, yaklaşık 2,2 milyonunun da konut poliçesiyle yangın, infilak, sel, fırtına, hırsızlık gibi çeşitli risklere karşı önlem almış durumda olduğunu belirten Ülken, “Geri kalan 10.3 milyon bina ile milyarlarca liralık eşyanın hiçbir güvencesi bulunmuyor. Rakamlar, daha güvenli bir gelecek için toplumun sigorta konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor” diye konuştu.
Kiracı da önlem almalı
DASK’ın Temmuz 2012 verilerine göre Türkiye’de 16 milyon 375 bin adet konut bulunuyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) en son 2007 yılında açıkladığı Gelir ve Yaşam Koşulları araştırma sonuçlarına göre de bu konutlarda oturanların yüzde 60.8’i, yani yaklaşık 10 milyonu konut sahibi, kalan 6 milyon 375 bini ise kiracı ya da mülkü bedelsiz kullanan hane konumunda bulunuyor.
Türkiye’de yaşanan her doğal afet sonrasında binaların güvence altına alınması öne çıkarken, milyonlarca hanenin eşyalarını kaybetmeleri nedeniyle uğrayacakları maddi kayıp ikinci planda kalıyor. Bu nedenle, her iki kesimin olası bir doğal afet karşısında gelecekte ekonomik külfetle karşı karşıya kalmaması için deprem sigortasının yanı sıra konut sigortası poliçesini de yaptırması gerekiyor
Yılların birikimini güvence altına almak elinizde
Halen 16.4 milyon hanenin sadece 3.9 milyonunda bulunan deprem sigortası ise gayrı menkulün uğradığı zararın bir kısmını güvence altına alırken, teknolojik ürünler ve mücevheratın da aralarında bulunduğu konuttaki diğer eşyalar güvence dışında kalıyor. Zorunlu deprem sigortasının ödemeleri kentlere ve binanın yapısına göre değişiyor. Örneğin, 100 metrekare büyüklüğünde çelik betonarme bir yapı 64 bin lira sigorta bedeliyle güvence altına alınıyor. Bu güvence için vatandaşların ödeyeceği tutar İstanbul Bakırköy, Kadıköy, Ümraniye gibi semtlerde yılda sadece yaklaşık 155 lirayla sınırlı. Diğer bir deyişle İstanbul’da ayda 13 lira gibi küçük bir ücretle konut, deprem riskine karşı güvence altına alınabiliyor.
Aynı özelliklere sahip Ankara Çankaya, Etimesgut veya Keçiören’deki konutlar ise yılda yaklaşık 45 lira, İzmir Karşıyaka, Bergama, Buca, Menderes’teki konutlarla, Kocaeli Gölcük, Van Erciş’teki konutlar için yılda yaklaşık 150 lira ödenmesi yetiyor. Tekirdağ Merkez’de ikameti bulunanların depremin mülküne vereceği zararı bertaraf etmesi için ödemesi gereken tutar da 109 lira.
Konut paket sigorta poliçesiyle hane sahipleri ev ve içindeki eşyalarını sadece doğal afetlerin vereceği hasara karşı değil yangından hırsızlığa, depremden su baskınına kadar pek çok riske karşı da koruma altına almış oluyor. Ayrıca, Anadolu Konut Paket Sigorta Poliçesi ev ve içindeki eşyaların yanı sıra, evin içinde yaşayanlar ve onların sorumluluklarını da teminat altına alabiliyor.
Örnek bir konut paket sigortası poliçesine bakılacak olursa, sözgelimi İstanbul Kadıköy’de 100 m2 büyüklüğünde çelik betonarme bir yapı için 80.000TL bina bedeli ve 20.000 TL eşya bedeli ile yaptırılacak sigorta karşılığında ödenecek prim, teminatlara bağlı olarak yılda sadece 150-200 TL civarında. Bu durumda ayda 15 TL civarında bir ek ücretle, Anadolu Sigorta’nın sunduğu güvencelerden de faydalanılabiliyor.
‘Marmara depremi büyük acı yaşattı’
Vatandaşların olası bir doğal afet karşısında yılların emeğiyle edinilmiş, yarınları güvence altına alan varlıklarını yitirmemesi için deprem sigortasının yanı sıra konut sigortası poliçesi almasının da önemine değinen Anadolu Sigorta Genel Müdürü Musa Ülken, “Doğal ya da sosyal felaketleri engelleyemeyebiliriz. Ancak, bu felaketlerin gelecekte yaratacağı büyük maddi sorunları en aza indirebiliriz” dedi.
17 Ağustos 1999 yılında yaşanan depremin sadece Türkiye’de değil tüm dünyada büyük üzüntüye neden olduğuna dikkat çeken Musa Ülken, “13 yıl önce 18.373 vatandaşımızı yitirmemize, 48.900 kişinin yaralanmasına neden olan felaket hepimizi büyük üzüntüye boğdu. Felaketle birlikte, 96 bin 796 konut ve 15 bin 939 işyeri yıkıldı veya ağır hasar gördü. 107.315 konut ile 16.316 işyeri orta, 113.382 konut ile 14.657 işyeri hafif hasar gördü. Sonraki yıllarda yaraların bir an önce sarılması için tüm halkımızın katılımıyla gerçekleşen örnek işbirliğine tanıklık ettik. Ancak, söz konusu yıllarda sigorta bilincinin yeterince gelişmemiş olması pek çok ailenin felaket sonrasında mağduriyet içinde kalmasına neden oldu.
Son yıllarda gerçekleştirilen düzenlemeler bu konuda önemli gelişmelerin yaşanmasına neden olsa da toplumda sigorta konusundaki duyarlılığın daha da artırılmasında büyük fayda görüyorum.
Deprem sigortasıyla mülklerini güvence altına alanlar, alacakları konut sigorta poliçesiyle de hem evlerini hem de eşyalarını güvence altına almış oluyorlar.
Bulunduğumuz coğrafyanın özelliği nedeniyle sıklıkla karşılaştığımız doğal afetlerin yılların emeğiyle oluşturduğumuz varlıklarımızı sonsuza kadar yok etmemesi için deprem ve konut sigortasının yaptırılmasında büyük yarar görüyorum” dedi.
0 yorum:
Yorum Gönder