29 Haziran 2012 Cuma

Kartonpiyer Firmaları


Ülkemizde kartonpiyer pazarı oldukça büyük olunca, irili ufaklı pek çok kartonpiyer firması da üretime devam etmekte. Yaşanan ekonomik krizler insanların kartonpiyere olan talebini daraltması nedeniyle bu firmalar bir miktar sorun yaşasa da, yavaş yavaş kıpırdanmaya başlayan ekonomomiz, kartonpiyer firmalarına can vereceketir. Kartonpiyer firmaları listesini arkadaşlarımız hazırlamaktalar. Liste bittiğinde burada sizlerle paylaşacağız. Dilerseniz şimdi kartonpiyer ile ilgili diğer paylaşımlarımıza göz atabilirsiniz.


Read more...

Kartonpiyer Nasıl Yapılır


Bu yazımızda sizlere kartonpiyer yapımını anlatacağız. Kartonpiyer yapımı ile stropiyer ve alçıpan yapımı birbirine çok benzemektedir. İstediğiniz kartonpiyer uygulamasının özelliklerine göre değişik yöntemler uygulanmaktadır. Bunların başlıcaları, yapıştırma, cıvata ile duvara tutturma ve taşıyıcı sisteme montaj şeklindedir. Çok hafif ve basit kartonpiyerleri özel tutkallar vb maddelerle duvara yapıştırmanız yeterli olabilir. Ancak kartonpiyer boyutu büyüdükçe yapıştırıcı madde yeterli gelmeyecektir. Bu durumda kartonpiyeri belli yerlerinden civata-dübel yardımı ile duvara tutturmak gerekir. Çok büyük tavan sistemleri gibi yapılarda ise özel taşıyıcı bir sistem önce monte edilir, ardından kartonpiyer bu taşıyıcı sisteme bağlanır. Daha teknik bilgiyi kartonpiyer konusunda uzmanlaşmış kişilerden talep edebilirsiniz.

Read more...

Kartonpiyer Modelleri


Kartonpiyerden ne kadar söz etsek, ne kadar çok şey söylesek de, o kadar geniş bir konu ki bitiremiyoruz. Arkadaşlarımızın bizlere ulaştırdığı son kartonpiyer modellerini görünce, bunları kesinlikle sitemizde paylaşmalıyız dedik. Bu konuda editör arkadaşlarımız tam bir fikir birliği içindeydiler. Tabi ki, bunda 2010 yılı kartonpiyer modellerindeki en yeni gelişmelerin gerçekten de tahminlerimizin ötesinde yenilikler içermesinin de etkisi büyük. Tabi Piy10.net ailesi olarak sizleri ev, dekorayon ve bahçenizle ilgili her türlü konularda, en güncel bilgilerle aydınlatmak ilkemi olduğu için, sizlerle bu yeni kartonpiyer modellerini paylaşmamamız düşünülemezdi.

Değerli ziyaretçilerimiz, öncelikle bu modelleri İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerimizde kolayca bulabileceğinizi belirtelim. Sözü kısa kesip hemen elimize ulaşan en son kartonpiyer modellerini sizlerle paylaşalım.

Read more...

Kartonpiyer Kalıpları


Hangi tür ve tipte olursa olsun, kartonpiyer kalıpları, dekorasyonda kartonpiyer kullanımı ve seçimi esnasında büyük önem arz etmektedir. Kullanım açısından, montaj ve uygulamadaki tekniklerin seçimini etkiler. Dekorasyon açısında ise, yapısal olarak kartonpiyerin duruşu, şekli, estetik görüntüsü, genel dekorasyona uygunluğu gibi pek çok ince detayı etkilemektedir. Şimdi sizlerle piyasada önceden beri var olan, klasikleşmiş kartonpiyer kalıplarını ve de en son çıkan kartonpiyer kalıplarını birlikte göstermeye çabalayacağız.Spotlu kartonpiyer kalıplarını da sizlerle paylaşmaya çabalayacağız. Umarız kartonpiyer konusunda seçim yapacak olan ziyaretçilerimize yardımcı olabiliriz.

Read more...

Londra’nın en pahalı dairesi 100 milyon dolara satışa çıkarıldı


Londra’nın en pahalı apartman dairesi, 100 milyon dolara satışa çıktı. 5 yatak odası, Hyde Park ve Londra’nın en lüks mahallelerinden biri olan Knightsbridge manzarası olan daireyi, iş dünyasının önde gelen isimlerinden birinin alması bekleniyor.Dairenin metrekare fiyatı yaklaşık 120 bin dolar civarında.

One Hyde Park adı verilen ve milyonlarca dolar değerinde dairelerin yer aldığı apartmanın Pavilion C adındaki 8’inci katında yer alan ve şehrin en iyi manzaralarından birine sahip dairede, 6 banyo ve 3 misafir odası bulunuyor. 836 metre kare büyüklüğündeki dairede, 65 metre uzunluğundaki koridorla evin şehir ve park tarafına bakan odalar birbirine bağlanıyor.

Dünyanın en zengin isimlerinin yanı sıra, adı karanlık işlere karışmış isimlerin de daireyle ilgilendiğini ancak bu konuda çok seçici davranılacağını söyleyen emlak ajansı, evi almaya yakın isimlerden birinin One Hyde Park’ta 50 ve 42 milyon dolarlık iki dairesi bulunan Christian Candy olabileceğini öne sürdü. Ukraynalı maden devi Rinat Ahmedov’un da Londra’daki 217 milyon dolarlık iki dairesinin yanına yenisini ekleyebileceği ifade edildi.


Read more...

Yarım kalmış teşvikli yatırıma tapu


AK Parti milletvekillerinin imzasıyla TBMM’ye sunulan yasa teklifinden, yarım kalmış teşvikli yatırımlara da tapu müjdesi çıktı.

Teklife göre, taahhüt ettiği yatırımı tamamlayan ancak istihdam taahhüdünün yüzde 50’sini yerine getirenlere tapu koşulsuz devredilecek. Yatırımın yüzde 50’sini tamamlamış ve istihdam taahhüdünün yüzde 40’ını yerine getirenlere arsaların tapusu, emlak vergisi değeri üzerinden devredilecek. Yatırımın yüzde 25’ini gerçekleştirenlere istihdam sayısına bakılmadan arsalar rayiç bedel üzerinden devredilecek.

49 yıllığına kullanım hakkı
Teşvik belgesi alıp, hiç yatırım yapmayanlar 6 ay içinde başvurup, 2 yıl içinde taahhüt ettikleri yatırımın yüzde 10’unu tamamlayarak arazilerinin 49 yıllığına kullanım hakkını elde edecek. Yatırımlardaki gecikme eğer kamudan kaynaklı ise yatırımı tamamlamak için tanınan süre 3 yıl uzatılabilecek. 49 yıl süreli irtifak hakkı tesis edilen taşınmazların üzerinde en az % 50’si gerçekleştirilmiş yatırımlar, doğrudan yatırımcıya satılabilecek.

Read more...

Ödemiş'in İnşaat Ustaları Artık Sertifikalı


Ödemiş Belediyesi'nin İnşaat Mühendisleri Odası Ödemiş Temsilciliği ve Ödemiş Mesleki Eğitim Merkezi ile birlikte açtığı betonarme demir, kalıpçılık ve çatıcılık eğitimi ve yapı duvarcılığı eğitimi kurslarında sertifika almaya hak kazanan inşaat ustaları için tören düzenlendi. Törende 149 ustaya sertifika verildi.

Ödemiş Belediyesi Nikah Salonu'nda düzenlenen törene Ödemiş Belediye Başkanı Bekir Keskin, İnşaat Mühendisleri Odası Ödemiş temsilcisi Ufuk Aykol, Ödemiş Mesleki Eğitim Merkezi Müdürü Hüseyin Çamlıca, belediye daire amirleri, inşaat mühendisleri, mesleki eğitim merkezi yetkilileri ve 150 civarında inşaat ustası katıldı. Daha önce açılan geçici yetkili ustalık belgesi kursunun ardından 750 civarında usta geçici belge alırken, bu geçici belgeli ustalara yönelik olarak Ödemiş Belediyesi, İnşaat Mühendisleri Odası Ödemiş Temsilciliği ve Ödemiş Mesleki Eğitim Merkezi'nin imzaladıkları protokolle başlatılan kurs sonucunda 149 usta sertifika almaya hak kazandı. Sertifika töreninde konuşan Ödemiş Mesleki Eğitim Merkezi Müdürü Hüseyin Çamlıca, "Her biri 40'ar saat olmak üzere açtığımız betonarme demir, kalıpçılık ve çatıcılık eğitimi ve yapı duvarcılığı eğitimi kurslarında eğitim 7 grupla gerçekleştirildi. Betonarme demir, kalıpçılık kursunda 72 kursiyer, sıvacı eğitiminde 63 kursiyer, yapı duvarcılığı kursunda 14 kursiyer belge almaya hak kazandı. Yasal bir zorunluluk olan bu belgeleri almaya şu an için 149 ustamız hak kazandı. 2015'e kadar Ödemiş'te inşaat teknolojisi alanında çalışan tüm adayları bu kurslardan geçirmek istiyoruz" dedi.Çamlıca'nın ardından konuşan İnşaat Mühendisleri Odası Ödemiş temsilcisi Ufuk Aykol ise inşaatların ustasından mühendisine kadar bir bütün olduğunu belirterek, "Ödemiş'te inşaat kalitesini artırmak için devamlı çalışıyoruz. Bu kurslar da bunun bir parçası. Daha önce buna benzer bir kurs çalışmasını biz Ödemiş'te yapmıştık. İnşaat tüm çalışanlarıyla bir bütündür. Bu bütün içinde bir yerde hata oluşursa zincirleme hale gelir. O nedenle ustalarımızın bu eğitimden geçmesini çok önemsedik. Ustalarımızın bunu sadece bir belge kazanma kursu olarak görmediğine eminim. Burada öğrendiklerini çalışma hayatları boyunca uygulamalarını istiyor, onları tebrik ediyorum" dedi.Aykol'dan sonra Ödemiş Belediye Başkanı Bekir Keskin de bir konuşma yaparak Ödemiş'te Avrupa Birliği standartlarında ustaların yetişmesinin çok sevindirici olduğunu belirtti. Kursta alınan bu belgelerin ustalar için altın bir anahtar olduğunu söyleyen Keskin, "Ben şimdiye kadar çalıştığım hiçbir yurt dışı şantiyeye Ödemiş'ten usta ve işçi götüremedim. Şimdi siz bu sertifikaları aldınız. Eğer yurt dışında çalışmak isteyenleriniz varsa gelsin bana başvursun. Yurt dışındaki şantiyelerde çalışmanız için elimden geleni yaparım. Bu belge sizin için önemli olduğu kadar Ödemiş'teki yapı kalitesinin ve yaşam kalitesinin artması bakımından da önemli. Bundan sonra da hep birlikte çalışarak Ödemiş'i geleceğe hazırlayacağız. Ustalarımız bu belgelerle şimdiden geleceğe hazır" ifadelerini kullandı.

Keskin ardından kurslarda emeği geçen inşaat mühendisleri Ufuk Aykol, Şevket Hasırcı, Emin Vuruşaner, Hasan Gürgen, Mehmet Urtimur, Nermin Pervan Kelesli, Mehmet Er ve Hüseyin Özsavran'a teşekkür belgelerini verdi. Daha sonra Keskin ve diğer protokol üyeleri belge almaya hak kazanmış ustalara sertifikalarını takdim ettiler.

Read more...

Ziraat Fakültesi Binasına Temel Atılması


Suveren Yerleşkesinde, Iğdır Üniversitesinin ilk akademik birimi Ziraat Fakültesi inşaatına başlandı.

Iğdır Üniversitesinin Suveren Yerleşkesinde devam eden rektörlük, merkezi laboratuvar, lojman ve altyapı inşaatlarına ek olarak Ziraat Fakültesi binasının da yapımına başlandı.

Suveren Yerleşkesinde yapımına başlanan Iğdır Ziraat Fakültesinin ilk harcı Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vahdettin Çiftçi tarafından konuldu.

Yaklaşık 23 bin m2'lik kapalı alana sahip olan Iğdır Ziraat Fakültesi binası modern eğitimin gereksinimlerini yerine getirecek fonksiyonel özelliklere sahip olarak projelendirildi. İnşaatına başlanan Ziraat Fakültesinde; 179 adet akademik ve idari personel odası, 24 adet derslik, 24 adet araştırma ve uygulama laboratuvarı, 8 adet toplantı odası, , ikisi 100'er, biri 180 öğrenci kapasiteli olmak üzere toplam üç adet amfi, merkezi bilgisayar laboratuvarı (205 m2), kütüphane, kantin, yemekhane ve diğer ihtiyaçları karşılamak için çeşitli sosyal donatılar da bulunacak.

Ziraat Fakültesinin inşaat çalışmalarının başlaması üzerine bir açıklama yapan Rektör Prof. Dr. İbrahim Hakkı Yılmaz "Iğdır Üniversitesinin fiziki yapılanma sürecinin önemli bir aşamasını oluşturan Ziraat Fakültemizin binası yaklaşık 2,5 yılda tamamlanarak hizmete alınacaktır. Ancak her şeyden önemli olan unsur, yapımına başlanan fakülte binamızın tasarımı aşamasındaki detaylardır. Bilindiği üzere Suveren Yerleşkesinin yerini, çeşitli üniversitelerde görevli olan öğretim üyeleri tarafından yapılan zemin etütlerinin sonuçlarına istinaden belirledik.

Bilimsel açıdan sağlam bir zemin üzerine depreme dayanıklı olacak şekilde projelendiren binalarımızın, öğrencilerimizin sadece eğitim ve öğretim konusundaki ihtiyaçlarını değil, diğer sosyal ihtiyaçlarını da karşılayacak modern binalar olmasına dikkat ettik. Doğunun parlayan yıldızı Iğdır Üniversitesi, geçtiğimiz dört yıl içerisinde akademik ve idari kadrosuna kattığı değerli personellerle birlikte, yaptığı yatırımlar sayesinde büyük aşamalar kat etti. Yapılan başarılı çalışmalar sonucunda Iğdır Üniversitesi gelişmiş üniversiteler ile arasındaki farkı kapatma yolunda hızla ilerlemektedir. Son olarak, yapımına başlanan Ziraat Fakültemizin hizmet binasının tamamlanmasının ardından artacak olan öğrenci kapasitemizin Iğdır iline ekonomik açısından önemli bir katkısı olacaktır. Ben ve ekip arkadaşlarım bundan sonra da aynı şevk ve heyecanla üniversitemizin gelişmesi için çalışmaya devam edeceğiz" dedi.

Read more...

Bedesten Çarşıda İnşaat Hızlı Bir Şekilde Devam Ediyor


Yıkılan Peynir-Zeytin Pazarının yerine yaptırılan Yeraltı Otoparkı ve Bedesten Çarşı inşaatının şu anda % 60 seviyesinde olduğunu belirten Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya "8 Nisan'da Orman ve Su İşleri Bakanımız Veysel Eroğlu'nun katılımı ile temelini attığımız Yeraltı otoparkı ve Bedesten Çarşı İnşaatımızda müteaahit firma hızlı bir şekilde çalışmalarını sürdürüyor. İnşaat şu anda % 60 seviyesinde. Kasım ayı sonunda Bedesten çarşımızı halkımızın hizmetine sunacağız." dedi.

İnşaat çalışmalarını inceleyen Belediye Başkanı Sebahattin Akkaya İhale sürecinde Kamu İhale Kurumuna yapılan itirazlar nedeniyle inşaaatın başlamasının 7.5 ay geciktiğini ifade etti. Başkan Akkaya "Çarşımızın altı 132 araçlık kapalı otopark üstünde ise dinlenme alanları ve 23 adet asma katlı dükkan yer alacak. Ayrıca 24 araçlık açık otopark da yer alacak inşaatda Burdur'da şu ana kadar uygulanmayan kaset kalıp sistemi uygulanıyor." dedi.

Başkan Akkaya Şu anda otopark olarak kullanılan Eski Müftlük altındaki alanda 6 Milyon TL'ye malolacak ve yap, işlet, devret modeli ile yapılacak 2 katı yeraltında 3 katı yer üstünde olacak 327 araçlık Katlı Otopark ihalesinin ise 02,08,2012 günü Belediye Encümeninde ihale edileceğini kaydetti.

Read more...

Melih Şimşek: Deprem Sorununa Çözüm, Çelik Yapılarda Saklı


Akşan Yapı, şehir dönüşümü sürecinde ve depremden korunmaya çözüm olarak çelik yapı sistemlerini sunuyor. Türkiye'nin en büyük çelik konut projesi 35. Sokak'ı İzmir'de hayata geçiren firma, İzmir'de yeni yatırımlarına devam ediyor. Akşan Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Melih Şimşek, yaptığı açıklamada, "İzmir, turizm ve sanayide gösterdiği yükselişi şimdi de gayrimenkul ve emlak sektöründe sürdürüyor. Ege'nin incisi İzmir'in kentsel dönüşüm sürecinde ve deprem sorununa çözüm, çelik yapılarda saklı." dedi.

Şimşek, çelik yapı sistemlerinin birçok avantajı bulunmasının yanısıra özellikle Türkiye'nin önde gelen üç problemine çözüm teşkil ettiğini belirterek, "Şu anda İzmir'le birlikte ülkemizde deprem, enerji ve çevre konuları problem olarak önümüzde duruyor. Ülkemiz faylar üzerinde ve çelik yapı, şu anda dünyada depreme en dayanıklı sistem olarak biliniyor. Diğer taraftan dünyanın en pahalı enerjisini kullanan ülkelerden biriyiz. Çelik yapı sistemleriyle farklı iklim koşulları için farklı ve ekonomik çözümlerle yüksek enerji verimliliği sağlayabiliriz." şeklinde konuştu. Çelik yapı sistemlerinin yüzde 90 ve üzeri oranda geri dönüştürülebilir olduğunu vurgulayarak, inşaat sırasında da asgari su harcamasıyla tasarruf sağladığının altını çizdi.

Şehir dönüşümü sürecinde ise çelik yapı sistemlerini olmazsa olmaz bir gereklilik olduğunu öne süren Melih Şimşek, "Yüzlerce konut yeniden yapılacak ve vatandaşlar yeni konutlarına yerleştirilecek. Her şeyden önce hızlı işlemesi gereken bir süreç. Elbette bir binanın belli bir inşa süresi vardır ancak çelik yapı sistemleriyle bu süreyi minimuma indirmek mümkün. Çok kısa sürede depreme dayanıklı, sürdürülebilir enerji tasarrufu sağlayan ve çevre dostu yüzlerce yapı inşa edebilirsiniz." dedi.

Read more...

27 Haziran 2012 Çarşamba

Japon Deprem Uzmanı Morıkawı'den Akdeniz'e 7,3 Büyüklüğünde Deprem Uyarısı


Japon deprem uzmanı Yoshinor Morikawi, Akdeniz'de son günlerde yaşanan deprem hareketliliğinin normal olmadığını belirterek, bölgede gelecek 5-10 yıl içinde Dichter ölçeğine göre 7.2 ve ya 7.3 büyüklüğünde bir depremin meydana gelebileceğini söyledi.

Antalya Afet Acil Durum İl Müdürlüğü tarafından 'Deprem afetine hazır mıyız?' başlığıyla düzenlenen toplantı, 112 Acil Çağrı Merkezi'nde gerçekleştirildi. Vali Ahmet Altıparmak'ın da hazır bulunduğu toplantıya kaymakamlar, ilçe belediyeleri, kamu kurumlarının il yöneticileri katıldı. Toplantıda, Japon deprem uzmanı ve yüksek mimar Yoshinor Morikawi katılımcılara deprem konusunda bilgi verip, tavsiyelerde bulundu. Aynı zamanda Japonya Yurtdışı İnşaat Şirketleri Derneği Genel Sekreteri de olan Yoshinor Morikawi'ye, Sezer Proje Mimarlık Mühendislik Müşavirlik firmasından inşaat yüksek mühendisi Bora Sezer eşlik etti.

Japonya'daki tsunami felaketinde Türkiye'nin çok ciddi yardımlarını gördüklerini ve Van depreminde de aynı hassasiyetle Türkiye'nin yanında olmaya çalıştıklarını belirten Morikawi, Türkiye'de özellikle okullar başta olmak üzere birçok ilde deprem öncesi, anı ve sonrasına ilişkin neler yapılması gerektiği konularında Japonya'nın tecrübelerini de içine alan eğitim çalışmaları yürütüklerini açıkladı.

55 İLDE DEPREM RİSKİ

20 yıldır Türkiye'de yaşadığını anlatan Yoshinor Morikawi, Türkiye'nin 81 ilinden 55'inin deprem riski açısından birinci sınıf tehlikeli bölgede olduğunu, buralarda 18 milyonu aşan inşaat varsa yüzde 67'sinin kaçak olduğunu söyledi. Marmara, İzmir- Denizli, Fethiye- Antalya, Erzincan- Erzurum- Van bölgelerinin başlıca risk taşıdığına değinen Yoshinor Morikawi, hem Japonya hem Türkiye'nin her an deprem olabilir düşüncesiyle hareket ederek her an hazır olmaları gerektiğine dikkat çekti.

Antalya'da Kemer, Kumluca, Finike, Demre, Kaş'tan oluşan batı bölgesinin deprem açısından daha çok risk taşıyan alanlar olduğunu dile getiren Yoshinor Morikawi, bölgedeki büyük depremlerin aralıklarına bakıldığında 284 yıl arayla olduğunun görüldüğünü, en son 1743'te büyük deprem yaşayan bölgenin 2027'ye kadar yine büyük bir deprem yaşabileceğini anlattı. Yakın tarihte bir depremin sözkonusu olabileceğini kaydeden Yoshinor Morikawi, "Tabii tam bilmek mümkün değil ama hazır olunsa iyi olur" dedi.

DEPREM YARIN DA OLABİLİR

Akdeniz'de son günlerde sık aralıklarla yaşanan depremlerin de sorulduğu Yoshinor Morikawi, net bir tarih söylemenin mükün olamayacağını, ancak gelecek 5-10 yıl içinde 7.2 ve ya 7.3 gibi büyüklükte bir deprem yaşanabileceğini söyledi. Morikawi, "Yarın da olabilir" dedi.

Depremlerin büyüklükleri ve binaların yapı içeriklerine göre karşılaştırmalı hasar oranlarını da anlatan Yoshinor Morikawi, Türkiye'deki binalarda en önemli hatalardan birinin giriş kısmındaki kolonların yeteri derecede güçlü oluşturulamaması olduğunu belirterek, bu yüzden yaşanmış birçok depremde de görüldüğü üzere, binaların alttan çökmesi ya da alt kısmı çökmüş ancak üst kısımlarında hasarsızlık gibi yüzlerce örnek olduğunu dile getirdi.

YAŞAM ÜÇGENİ

Morikawi, deprem anında yaşam üçgeni olarak adlandırdığı sistemi de anlattı; yatak, dolap gibi büyük eşyanın daha çok duvar kenarları yerine ortada olması gerektiğini, bu eşyanın yıkılan duvar ile arada yaşam alanları bırakabileceğini söyledi. Morikawi, su şişesi, deprem çantası ve toz maskesinin de hazır bulundurulması gerektiğinin önemine değindi. - Antalya

Read more...

400 Milyar Dolarlık Kentsel Dönüşün Projesi


İMDER ve İSDER'in düzenlediği Vizyon 2023 toplantısında, aralarında Marmaray, Kanal İstanbul, Duble yol, afet çalışmaları doğrultusunda yapılacak yıkım ve yeniden inşası gibi alanları da içine alan 400 milyar dolarlık Kentsel Dönüşün Projesi'nde yerli markalara öncelik verileceği açıklandı.

Sektörleri 2023 hedefine hazırlamak amacı ile düzenlenen Vizyon 2023 toplantıları, bu kez iş ve inşaat makinaları sektörünü bir araya getirdi. T.C Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Nihat Ergün'ün himayesinde  Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER) ve İstif Makinalari Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği'nin (İSDER) desteği ile gerçekleştirilen toplantıda sektörü yakından ilgilendiren 400 milyar dolarlık Kentsel Dönüşüm Projesi'ne değinen Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanı Nihat Ergün, "Son 2 yılda kamu ihalelerinde yerli malı tercihi yüzde 25'ten yüzde 35'e çıktı. Yol almışız, ancak yeterli değil. Bu oranı bazı sektörlerde yüzde 70'e kadar çıkarmalıyız. Kentsel dönüşüm bunun için önemli bir fırsat" dedi.

YERI MALI YURDUN MALI, DÜNYA BUNU KULLANMALI

Yaklaşık bin kişinin katılımı ile gerçekleştirilen Vizyon 2023 toplantısında iş ve inşaat sektörünün önümüzdeki süreçte karşılaşacağı gelişmeleri değerlendiren Bakan Nihat Ergün, "Sloganımız, yerli malı yurdun malı, dünya bunu kullanmalı, olmalı. Sadece kendimiz için üretmemeliyiz. Ancak, yerli üretimin rekabet gücü kazanabilmesi için de önce iç pazarda karşılık bulması, sonrasında dış dünyaya açılması gerekir. Aksi takdirde küresel arenada başarılı olmak mümkün değil" dedi. Sektörde yerli ürün kullanımını sağlamak için bazı alışkanlıklardan vazgeçilmesi gerektiğine de dikkat çeken Bakan Ergün, "Eğer kalite, fiyat, satış sonrası hizmet gibi konularda önemli bir fark yoksa, yabancı ürün kullanmayı hiçbir suretle izah etmek mümkün değil. Ne yazık ki, bizde bunun ötesinde, sırf yabacı marka olduğu için, pahalı olduğu halde bazı ürünler tercih ediliyor.

Buna bireysel ve firma bazında rastlamamız mümkün. Örneği bazı belediyelerimizin bu yöndeki yaklaşımlarını anlamamız mümkün değil" dedi. Bu tür yaklaşımların dış ticaret rakamlarına ve cari açığa olumsuz etki edeceğinin çok iyi bilinmesi gerektiğini vurgulayan Bakan Ergün, "Bunlar ülkemizin üretim becerisini ve rekabet gücünü de etkilemektedir. Hiçbir zaman kendimiz üretelim kullanalım demiyoruz. Tam tersine dışa açılalım, dünyayı keşfedelim, yenilikler oluşturalım diyoruz. Ancak yeri üretim dünyada rekabet gücü kazanabilmesi için önce iç pazarda karşılık bulmalı ve ayakları yere basmalı" dedi.

PROJELER SAYMAKLA BITMEZ

Türkiye'deki firmaları başta kamuda olmak üzere büyük alıcılarla buluşturduklarını ifade eden Bakan Ergün, çıkardıkları yasa ile ürün yüzde 10 pahalı dahi olsa yerli malının tercih edilmesinin önerildiğini belirtti. Son 2 yılda kamu ihalelerinde yerli malı tercihinin yüzde 25'ten yüzde 35'e çıkarıldığını açıklayan Bakan Ergün, iş ve inşaat makinaları sektörünü 2023 yılına kadarki süreçte nelerin beklediği konusunda bilgiler verdi. Bakan Ergün, "Marmaray Projesi tamamlanmak üzere. Hızlı tren ve duble yol projeleri devam ediyor. İstanbul'a üçüncü köprü ve Kanal İstanbul projeleri dünya tarihine geçecek. Her geçen gün artan konut ihtiyacı ve TOKİ'nin 10 yılda 500 adet konut inşa edecek olması bizleri heyecanlandırıyor. Bu saydıklarımı da içine alan Kentsel Dönüşüm Projesi ile afet bölgelerindeki yıkım ve yeniden inşa çalışmaları. Bu örnekleri saymakla bitiremeyiz. 400 milyar dolarlık bir yatırım hamlesinden söz ediyoruz. Öncelik yerli markalarımızda ve özellikle iş ve inşaat makinaları sektörü bu projeleri çok yakından takip etmeli" dedi.

İHRACAT 9 YILDA 9 KAT ARTTI

Toplantıda konuşan Türkiye İş Makinaları Distribütörleri İmalatçıları Birliği (İMDER) Başkanı Cüneyt Divriş, Türkiye İş ve İnşaat makinalarında, 127 ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini belirterek, "İş makinalarının 2002 yılı ihracatı 126 milyon dolar iken, 2011 yılında bu rakam 1,3 milyar dolar oldu ve 9 yılda 9 kat büyümüştür. 2002 yılı ithalatımız ise iş makinalarında 355 milyar dolar iken 2011 yılında 2,461 milyar dolar olarak gerçekleşerek 9 yılda 7 kat büyümüştür" dedi. İş makinaları sektörünün 6 milyar dolarlık Ticaret hacminin önümüzdeki 3 yılda 12 milyar doları aşacağını ifade eden Cüneyt Divrş, ""Ülkemizde şu anda yedi yaş aralığında 61.000 adet civarında iş makinası bulunmaktadır.2010 yılında 7.700 adet, 2011 yılında 11.250 adet iş makinası satışı gerçekleşirken, 2012 yılı için yüzde 10'luk bir artış ile 12.500 civarında bir satış adedi beklenmektedir. 2012 de Türkiye tarihinin en yüksek satış adet ve cirosuna ulaşılmasını sektörümüzden beklemekteyiz" dedi.

KDV TÜM IŞ MAKINALARINDA % 8'E ÇEKILMELI

İş Makinaları sektöründe Türkiye'nin Avrupa'da dördüncü, dünya'da ise 11'inci büyük pazar olarak yerini aldığını söyleyen Divriş "Türkiye iş makinaları pazarında Çin'den ve Hindistan'dan sonra sekiz yıldır en hızlı büyüme oranına sahiptir. Sektörümüzün önü açık. Kentsel Dönüşüm, Ulaşım, Lojistik, Enerji, Alt ve Üst Yapı gibi bir ülkeyi ayakta tutacak olan tüm çalışmalar için iş makinaları sektörüne ihtiyaç var ve bizler de bu bilinçle yolumuza devam ediyoruz" dedi. 2023'e kadar planlanan projelerin yılda 15.000 operatöre, binlerce imalat, servis ve satış için acil kalifiye eleman ihtiyacına neden olacağını vurgulayan Cüneyt Dİvri, sektörün sorunlarına da değinerek, "Bildiğiniz üzere Makina Sektörü Strateji Belgesinde yatırımların teşvik edilmesi amacıyla leasingli alımlarda KDV oranının yeniden yüzde 1'e düşürülmesi önerilmiş ve 2011 yılı Aralık ayında da bazı mal grupları için bu oran uygulamaya alınmıştır" dedi. Cüneyt Divriş, "KDV'nin yüzde 1'e düşürülmesi sektörümüzde bir canlanma yaratmışsa da bazı sorunları da beraberinde getirmiştir. Talebimiz tüm iş makinalarında KDV'nin yüzde 8'e çekilmesi yönündedir" dedi.

YABANCI YATIRIMCILAR TEŞVİK EDİLMELİ

Toplantıda konuşan İstif Makinalari Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği'nin (İSDER) Rızanur Meral, 100 milyar dolarlık bir ihracat hedefi olan makine sektörüne desteklerin artarak devam etmesini beklediklerini bildirdi. Yaşadığı bir olayı katılımcılar ile paylaşan Rızanur Meral, "Geçtiğimiz günlerde bir Çinli firma ile görüştük. Bir beton pompa üreticisi olan bu firma bir eyaletten 1.200 adet sipariş almış. Türkiye'de beton pompa satış adedimiz toplam 450 adet. Eğer biz kamu ve özel sektör olarak Tür firmalarını desteklersek, dünya ölçeğindeki firmaları ülkemizde yatırım yapmaya ikna edebiliriz" dedi.

SERMAYENIN ENTELEKTÜEL BIRIKIMI SAĞLANMALI

Toplantıda konuşan Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği Başkanı Adnan Dalgakıran ise kapsamlı bir teşvik paketi için hükümete teşekkür ederek, "Yıllarca destek istedik, ancak son teşvik ile bize dendi ki, talep orda ise arşın burada. Şimdi sanayimizin inovatif kısmının kendini gösterme zamanı" dedi. Türkiye sanayisinin bugüne kadarki çabası sayesinde dünyanın 17. Büyük ekonomiye ulaşıldığına dikkat çeken Dalgakıran, "Artık hedef büyük. Bu doğrultuda da ihtiyaçlarımız farklılaştı. İş dünyasının kendisini yeniden analiz edeceği bir döneme girdik. Bunu nasıl yapabiliriz konusunda net bir fikrimiz yok. Ancak bunun üzerinde akıl yormalıyız. Nasıl ki daha kaliteli insane gücü için projeler üretiyorsak, bu konuna da farklı düşünceler ortaya koymalıyız" dedi.

Read more...

Tav, Abu Dabi'de 3 Milyar Dolara 27 Milyon Kapasiteli Terminal İnşa Edecek


TAV İnşaat, Birleşik Arap Emirlikleri'nin başkenti Abu Dabi'de havalimanının en büyük genişleme hamlelerinden biri olan yeni terminal ihalesini kazandı.

TAV İnşaat, Birleşik Arap Emirlikleri'nin başkenti Abu Dabi'de havalimanının en büyük genişleme hamlelerinden biri olan yeni terminal ihalesini kazandı. Yeni terminal, dalgalanan çatısı, eğimli cephesi ve kullanılacak teknolojiyle dünyanın en etkileyici mimari yapılarından biri olacak.

Havalimanı inşaatı alanında dünyanın en büyük dördüncü şirketi olan TAV İnşaat, Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) giriş kapısı olan Abu Dabi Havalimanı'nda yapılacak yeni terminal binası ihalesini kazandı. TAV İnşaat liderliğindeki TAV-CCC-ARABTEC Ortak Girişimi, 3 milyar doların üzerinde kontrat bedeline sahip yeni terminal binası inşaatını 49 ayda tamamlayacak. Toplam 702 bin metrekare alana sahip olacak yeni terminal binası yılda 27 milyon yolcuya en üst düzeyde hizmet verebilecek.

TAV Grubu CEO'su M. Sani Şener, "Bildiğiniz gibi şu anda Katar, Umman ve Tripoli havalimanı inşaatlarını yapıyoruz. Suudi Arabistan'da Medine ve Cidde'de yeni kazandığımız ihaleler ve bunların ardından Birleşik Arap Emirlikleri'nde de Abu Dabi havalimanı ihalesini kazanmış olmak, bu büyük başarıyı elde etmek ve 3 milyar dolarlık bu mega projeyi portföyümüze katmak bizi ve tüm ekibimizi çok mutlu etti. Dünyada havalimanı sektöründeki markamızı, uyum yeteneğimiz ve esnek yönetimimiz sayesinde tescil ettirdik. İyi bir ülke temsilciliği yaptığımıza inanıyoruz. Yeni dünya ekonomisine uyum sağlamamız aslında hep havalimanı işinde kalarak ölçek ve kapsam ekonomisini çok iyi kullanıyor olmamızın bir sonucudur. TAV İnşaat'ın iş hacmi 10 yıldan kısa bir sürede 11 milyar dolara ulaştı. Bu hızlı ve dengeli büyümenin ardında işçilerimizden, mühendislerimize tüm çalışanlarımızın emeği ve her koşulda iş yapma becerisine sahip, ortaklıklarla büyümeyi sağlayabilen yönetim modelimiz yatıyor. Ortaklarımızla birlikte gerçekleştireceğimiz bu mega projeyle dünyanın en etkileyici terminallerinden birisi ortaya çıkacak" dedi.

Uçağın yerde geçirdiği süreyi en aza indirecek şekilde iki pistin ortasına inşa edilecek yeni terminal binası yolculuk konforunu artıracak. Projenin İşvereni ADAC (Abu Dhabi Airports Company), terminal binasının tasarımı için ABD merkezli mimarlık firması Kohn Pederson Fox Associates (KPF) ile uzun süredir çalışıyor. 52 metreye ulaşan tavan yüksekliği ve farklı mimarisiyle göz alıcı bir tasarımına sahip olan terminal projesinin büyüklüğünü açıklayan bazı rakamlar ise şöyle:

702 bin metrekare toplam alan

106 yolcu köprüsü

22 kilometreden uzun bagaj bandı

Saatte 19 bin bagaj kapasitesi.

84 bin ton çelik kullanılarak inşa edilecek terminal binasının çatı alanı 225 bin metrekare, dış cephenin toplam alanıysa 200 bin metrekareye ulaşacak. Projenin en önemli özelliklerinden birisi de üç boyutlu bir çalışma ortamında, meydana gelebilecek sorunları önceden görmeyi sağlayan Yapı Bilgi Modellemesi'nin (BIM-Building Information Modeling) etkin olarak kullanılacak olması. Sektörün saygın yayınlarından Engineering News Record'a (ENR) göre, 2011'de havalimanı inşaatı alanında dünyanın dördüncü en büyük şirketi olan TAV İnşaat, geçtiğimiz günlerde de Suudi Arabistan'ın Cidde Havalimanı'ndaki 800 milyon dolarlık hangar ihalesini kazanmıştı. - İstanbul

Read more...

İnşaat Malzemesi Hırsızlığına 3 Gözaltı


Samsun'da bir iş yerinden inşaat malzemesi çaldıkları iddia edilen 3 şüpheli gözaltına alındı.

Edinilen bilgiye göre, İlkadım ilçesi Karadeniz Mahallesi'nde meydana gelen olayda, Şevketiye Caddesi üzerindeki bir iş yerinden önceki gece saat 04.00 sıralarında 1 adet ekspres marka kaynak makinesi, 1 adet kilmak marka elektrot, 35 metre seyyar kablo, 1 kutu manevolt marka elektrot, 3 adet demir kesme spiral taşı, 20 adet şeffaf conta, 28 adet kalorifer vanası ve bol miktarda sıhhi tesisat malzemesi çalındı. Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Büro Amirliğinin titiz çalışması sonucu ertesi gün inşaat malzemeleri Gazi Mahallesi'ndeki bir evin deposunda bulundu. Olayla ilgili T.K (16), A.K. (17) ve R.A. (21) Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri tarafından gözaltına alındı. Sorgusu tamamlanan 3 kişi bugün Samsun Adliyesi'ne sevk edildi. - Samsun

Read more...

'İlk etapta hedefte 6 milyon konut var'


Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar, kentsel dönüşüm kapsamında ilk etapta hedefte 6 milyon konut olduğunu vurgulayarak 'Önce ev sahibine 'sen yık' denecek. Yıkmazsa da kaçış yok' dedi.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, 'Afet Dönüşüm Yasası'nın Meclis'ten geçmesinin ardından izlenecek stratejiyi, Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya'ya açıkladı. Bayraktar, "İlk etapta hedefte 6 milyon konut var. Önce ev sahibine 'Sen yık' denecek. Yıkmazsa da kaçış yok. Devlet düzenleyici olacak, fiyatlar aşağıya çekilecek" diye konuştu.

Bundan sonra neler olacak, nasıl bir yol haritası izleyeceksiniz?
'Milli bir politika' izlenecek. Şehirler yeniden yapılandırılacak. Öncelik İstanbul ve İzmir'de... İlk etapta hedefte 6 milyon konut var. Önce ev sahibine 'Sen yık' denecek. Yıkmazsa da kaçış yok. Devlet düzenleyici olacak, fiyatlar aşağıya çekilecek. Yani tam da halk ekmek modelinde olduğu gibi...

İşe nereden başlayacaksınız?
İstanbul ve İzmir'den. Kaybedecek hiç vaktimiz yok. İki büyük ilimiz, deprem riski altında. İstanbul malum. İzmir bizim için çok önemli. Hem deprem riski büyük, hem de konut stoku berbat. Oradan yola çıkarak, Sakarya, Bolu, Kütahya, Simav, Bursa, Van'a kadar gideceğiz. Belediye ayrımı, parti ayrımı yapmayacağız. Hangi belediye 'hazırız' derse hemen işe koyulacağız.

Nasıl bir model uygulanacak?
Hemen binaların ve şehirlerin röntgeni çekiliyor. Skalamız 6.5 büyüklüğünde bir deprem. Buna dayanamayacak binalar yıkılacak. Önce vatandaşa 'bu bina sakat' diyeceğiz ve kendisinin yıkmasını isteyeceğiz. Her türlü desteği vermeye hazırız. Vatandaş kendisi dönüştürebilir. Belli bir süre tanıyacağız.

Vatandaş kendisi yıkmazsa
O zaman biz devreye gireceğiz. Üçte iki istiyorsa ve üçte bir kalıyorsa bunu yapacağız. Burada da üçte iki, kalan biri satın alabilir. Yoksa biz satın alabiliriz. Farklı modellemeler olacak. Kredi verilebilir, hasılat paylaşımlı, kat karşılığı vs. gibi sistemlerle finansmanı devlet sağlayacak.

Gerekli kaynak hazır mı
Bugünden yarına bitecek bir proje değil. İlk etapta 2B'den gelecek 5 milyar TL, eski hesapla 5 katrilyon lira kullanacağız. Bu, can suyu. Sonra sistem kendisini döndürmeye başlayacak. Tıpkı TOKİ modeli gibi olacak... Binalar dönüşürken kira yardımı da dahil her türlü kolaylığı sağlayacağız. Vatandaş odaklı ve eksenli bir proje yürüteceğiz.

Amacınız nedir? Hangi zamanlamayla bu hedefe ulaşacaksınız?
Can ve mal güvenliğini sağlamak. Bir deprem olursa ülke çok zarar görür. Deprem yıkmadan biz yıkalım. Deprem vurduğunda binalar boş olsun ya da yenilenmiş olsun.

Binaların kalitesiyle ilgili endişeler var
Olmasın. Çevre dostu, yeşil binalar, akıllı binalar yapacağız. Enerji tasarrufunu bütün projelerde öncelikle ele alacağız. Bunu önemsiyoruz.

Parti ayrımı olmaz dediniz, CHP'li belediyelere de öncelik tanıyacak mısınız gerçekten?
Asla olmayacak. Hangi belediye hazırlığını yaparsa ve 'Gelin' derse koşacağız. İzmir'de bunu göreceksiniz. İstanbul'da CHP'li ilçe belediyelerinde de..

Yetkiyi valiliklere verdik, İstanbul'un özel durumu var
Evet öyle. Ekonominin can damarı. Ve deprem gelecek. Kaçınılmaz. Yarın da olabilir, 20 yıl sonra da. Zaman kaybedemeyiz. Can kaybını telafi edemeyiz. Ülke ekonomisi de yüzde 5, yüzde 10 arasında küçülür. Göze alamayız. İstanbul'u yıkacağız. Yıkıp yeniden yapacağız. Acilen başlıyoruz

Zor bir iş... Başarabilecek misiniz?
Milli bir anlayışla hareket edeceğiz. Başaracağız. Brezilya ve Meksika bunu yapamadı, biz yapacağız. TOKİ'de başardık. Dua aldık. Burada da dua alacağız.

Zaman planlamasını nasıl yaptınız?
Önce iki yıllık bir planlama... Sonra 5, 10 ve 20 yıllık dörtlü bir takvim işleyecek

Kaç konut söz konusu?
Türkiye'de toplam 20 milyon konut stoku var. Bunun 5 milyonu son 9 yılda yapıldı. Onlar sağlam. 6 milyona yakın konut riskli. Çoğunluğunu gene özel sektör yapacak.

Devlet konut yapacak mı?
Özel sektörün uygulamalarına, paralel biz düzenleyici gibi davranacağız. Fiyatları aşağıya çekmek üzere hareket edeceğiz. Halk ekmek modeli gibi. Düşük maliyetle, düşük fiyata ama kaliteli olacak. Tıpkı TOKİ'de olduğu gibi.

Binaları yıkarken zorluk çıkacaktır
Yasal dayanağımız sağlam. Vatandaş için bunu göze alıyoruz. Bu kez yetkiyi valiliklere verdik. Bu, önemli. Yıkımda belediyeler yetkili olunca zorluk çıkıyor. Hem siyasi bakabiliyorlar hem de polis-jandarma valiye bağlı olunca daha etkili olacak.

Bu projeye istihdam artırıcı yatırım gözüyle de bakıyorsunuz
Evet öyle ama onunla sınırlı değil. Ekonomiyi canlandıracak. İnşaat sektörü lokomotif. 10 yıl boyunca ekonomik canlılık yaratacak. Bu arada şehirleri de yapılandırmış olacağız.

Read more...

Gayrimenkulde KDV paniği


Konutlarda uygulanan KDV'lerde değişikliğe gidilmesi sektörü tedirgin etti. Sektör temsilcileri bir kaosa doğru gittiklerini ileri sürdüler.

Konutlarda KDV alımında kademeli uygulama ve değer üzerinden KDV alımıyla ilgili yeni düzenlemeler, konut geliştiricilerinde şimdiden endişe yarattı. Sektörde her iki düzenlemenin de kayıtdışılığı artıracağı görüşü hakim. Şirketler sıkıntılı bir bekleyiş içinde.
Gayrimenkul şirketleri alacakları olan KDV iadelerinin ödenmesi beklerken, ödeme modelinin değiştirilmesi planını duydu. Bu gelişmeyi "Evdeki bulgurdan da olmak" olarak yorumlayan firmalar, bunun sektörde büyük bir kaos yaratacağını söyledi. Kurumsallaşma adına adımların atıldığı sektörde böyle bir uygulamanın kayıt dışılığı yüzde 80'e çıkaracağı belirtiliyor.


İnanlar: Tüketiciler KDV yükünü kaldıramaz piyasa daralır
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in konutçulara yönelik yeni KDV düzenlemesini içeren açıklamalarını değerlendiren İnanlar Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan, devletin bu konuda iki tasarı hazırladığını belirtti. İlk tasarının kademeli vergi sistemi olduğunu anlatan İnan şöyle konuştu: "Şu anda 149 metrekareye kadar olan konutların satışında yüzde 1 KDV, 149 metrekareden sonra ise yüzde 18 fatura kesiliyor. Bunun kademeli hale getirilmesi sözkonusu. Böylece 150-200 metrekareye kadar olan dairelerde yüzde 8, 200-250 metrekarede ise yüzde 10 olsun diye bir çalışma yapılıyor. Bir diğer konu ise değer üzerinden vergilendirme yapılması sözkonusu. Ancak bunların hangisinin mecliste kabul göreceğini bilmiyoruz. Ancak biz şu anda sektör üzerine yük getirecek hiçbir uygulamanın bu aşamada yapılmasın doğru bulmuyorum."

Ev küçük ama değerli ise vergisi % 18 olacak
Değer bazında değerleme yapılması halinde, değerleri yüksek olan dairelerden, büyüklükleri 150 metrekarenin altında olsa dahi yüzde 18 KDV alınmasına dair bir yasa tasarısı hazırlandığını söyleyen İnan, "Bu da sektörü yavaşlatacak. Eskiden 100 liraya sattığı malı 118 liraya satmak zorunda kalacak. Ya müşteri alamayacağı için sektörde daralma olacak. Şimdi devlet bunu ödemeyeceği için hepsini vatandaş ödeyecek. Yada fiyatı düşük gösterecek. Sonuçta devlet yine parasını alamayacak" dedi. Bu nedenle kademeli metrekare ve değer bazında daireler üzerinde KDV yükünün getirilmemesi gerektiğini savunan Serdar İnan, "Bu KDV yükü gelirse tüketiciler bu KDV yükünü kaldıramaz. Piyasada bir daralma olur. Halkı ilgilendiren bir sektör böyle bir durumda Türkiye durduk yere kendi bacağına baltayı vurmuş olur" yorumunu yaptı.

Devlet büyüyen ekonomiden vergi almalı
Kentsel dönüşüm tasarısı ve deprem dolayı binaların yıkılıp yapılması, 2B tasarısı gibi konuların gündemde olduğu bir dönemde bunların yapılması için inşaat sektörünün hızlandırılması gerektiğine dikkat çeken İnan, "Bir de mütekabiliyet konuşuluyor. İnşaat sektörü bu kadar gözde iken bunun hızını yavaşlatacak bir vergi düzenlemesinin yapılmaması gerekir" dedi. Devletin bu büyüyen ekonomiden vergisini alması gerektiğini aktaran Serdar İnan, "Sektörün büyümesi işsizliği azaltıyor. O yüzden kısa vadeli düşünmemeli" dedi. "Bir yandan sektöre hız verirken bir yandan da önünü kesiyorsunuz bu stratejik büyük bir hata" diye nitelerken, yeni yeni resmileşen sektör için bu uygulamalar sektör gayri resmi çalışmalara itecek, bu açıdan büyük bir hata olacağını belirtti.

Dumankaya: Alıcı ile satıcıyı günaha teşvik eder
Dumankaya Yönetim Kurulu Üyesi Ali Dumankaya, değer üzerinden KDV alınmasını öneren sistemi eleştirdi. "Biz KDV ödemelerini erken alabilir miyiz, bunun sektöre finansal açıdan bir katkısı olur mu derken değer bazında KDV gibi bir şey oldu. KDV sistemine olan bu müdahale bizim açımızdan Midyat'a pirince giderken acaba evdeki bulgurdan mı oluyoruz gibi bir şey oldu" diyen Dumankaya, "Bir taraftan hem sektör hem de deprem açısından hızlı dönüşüm yapılması şart iken, bu tarz bir uygulama bunun önüne ciddi bir engel koyuyor. Piyasada fiyatlara ciddi bir yansıması olacaktır. Biz bunla ilgili uyarıları yapmaya çalışıyoruz" dedi. Özellikle sektörün önünde 20 milyon konutun yarısının yenilenmesinin konuşulduğu bu ortamda böyle bir yükün konut alıcılarının üzerine bineceğini kaydeden Dumankaya, "Biz sadece KDV'nin yükünü çekiyorduk. Yani yüzde 18'le imal ediyorduk 2-3 yıl sonunda bunun belli bir oranını geri alabiliyorduk. Bu alıcıya verilen bir teşvikti. Bu teşvik kaldırılıyor olacak" dedi. KDV'nin oranlarıyla oynamaktan ziyade KDV'nin hızlı dönüşünü sağlayıcı daha çok proje, daha hızlı konut yapımını sağlamak gerektiğini aktaran Dumankaya, şu andaki ilk duyumların aktarıldığı gibi uygulamaya geçmeyeceğini ve dönüşümün önüne bir engel konulmayacağını umduklarını dile getirdi. 50-60 milyon TL devletten KDV alacaklarını aktaran Dumankaya, "Bu çalışma kayıt dışına pirim verir. Alıcı ile satıcıyı günaha teşvik eder" dedi.

Herkes evi 99 bin TL gösterir
Bu uygulama nedeni ile müteahhitlerin hiçbir şeyi tam göstermeyebileceğini anlatan Dumankaya, "Kademeli bir KDV'den bahsediyorsak diyelim ki 100 bin TL altında KDV yüzde 1 altında kalacaksa 99 bin TL gösterecekler. Yani kayıt dışılığına büyük bir kayış olacak" yorumunu yaptı. İnşaat sektörün devlet açısından maliye müfettişi görevi gördüğünü kaydeden Dumankaya, "Taşeronları, alt taşeronları kayıt altına alıyorsunuz. İstihdama Ciddi bir katkı sağlıyorsunuz. Tapu harçları var. Bu sistem sayesinde çok sayıda vergi veriliyor. 200 alt sektörü teşvik ediyor besliyor. Sistemi bu anlamda değiştirdiğinizde ise zaten kayıtdışında olan sektörü daha fazla kayıt dışına çıkar. Piyasanın yüzde 80'ni kayıt dışına çıkar. Böyle bir risk var. İnşallah bu hatadan dönülür" yorumunu yaptı.

Dap Yapı: KDV düzenlemesi büyük şirketlere zarar verir
KDV düzenlemesiyle ilgili konuşan Dap Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, bu konun kendileri için büyük bir sıkıntı olduğunu söyledi. "Çünkü biz mal alırken yüzde 18 KDV ile alıyoruz, satarken de yüzde 1 KDV'li satıyoruz. Bizim yüzde 17 KDV alacağımız ise devlette yıllarca bekliyor. Normalde bizim bunu yatırdığımızda almamız gerekiyor. Ama orada büyük bir sıkıntı umarım düzelir. Şimdi kentsel dönüşüm yapılacak bu şirketlerin kaynağa ihtiyacı var. Kaynak olsun ki biz bunu başarılı şekilde yönetelim. Şirketlerin KDV alacağı kaldırılırsa ciddi şirketler bundan zarar görür. Sonuçta Türkiye'de kentsel dönüşüm yapabilecek 40-50 tane firma var. Bunları yormamak lazım. Bu firmaların finansa ihtiyacı var. Bir önce KDV ideleri yapılsın ki bu motivasyonla gelen kaynakla kentsel dönüşümü finanse edebilsinler" diye konuştu.

Devletten 20 milyon TL KDV alacağımız var
İnşaat şirketleri bugün 150 metrekarenin altındaki konutları yüzde 1 KDV ile satarten, bu konutları yaparken kullandıkları malzemeleri yüzde 18 KDV ile alıyor. Aradaki yüzde 17'lik bölüm için ise devletten iade alıyor. Ancak sektör bu iadelerinin 3 yılı aşkın süredir ödenmemesi nedeni ile sıkıntılı.

"Bugün 150 metrekarenin altındaki konutları yaparken yüzde 18 KDV ödüyoruz ancak satarken yüzde 1 KDV alabiliyoruz. Yüzde 17 ise yıllarca bizim üzerimizde stokta kalıyor" diyen Serdar İnan, "Biriken bu stoklar yüzünden devletin finansörü durumundayız. Bunla ilgili yaptığımız toplantılarda bakanlığa KDV konusunda şikayetlerimizi söylüyoruz. Çünkü bu durum müşterilere ve tüketicilere yansıyor. Neticede bu da satışları ağırlaştıran ve yavaşlatan bir unsur oluyor" dedi. KDV iadesinin 3-4 yıl yerine 1 yıl sonra verilmesini talep ettiklerini kaydeden İnan, İnanlar olarak devletten 20 milyon TL KDV alacakları olduğunu, sektörün ise milyar liralarca KDV alacağı olduğunu kaydetti.

Son kararı Bakanlar Kurulu verecek
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in tasarruf paketiyle birlikte açıkladığı vergide adaleti sağlamaya yönelik bazı düzenlemeler arasında konutta KDV alınırken sadece metrekareye bakmayacağız onun yerine KDV konutun değerine göre belirlenecek diye açıklama yapmıştı.. Maliye'nin üzerinde çalıştığı yeni sistemde ise Türkiye konut açısından il il ayrılacak ve bölgelere göre kademeli KDV oranı belirlenecek. Maliye, belediyelerden, emlakçılardan ve kira bilgilerinden yola çıkarak, arsa ve konutların değerlerine ilişkin bölgeler oluşturacak. Böylece İstanbul'un lüks semtleri birinci bölge olacak. Diğer bölgeler ise konut fiyatlarına göre ikinci, üçüncü bölge olarak nitelendirilecek. Bölgeler belirlenirken, konut fiyatları baz alınacak. Yeni sistemde, konut teslimlerinde alınan KDV kademeli olacak. Kademe sisteminin yüzde 1, yüzde 5, yüzde 10, yüzde 15 ve yüzde 18 olarak beşe ayrılması öngörülüyor. Konutların değerlerine göre belirlenecek kademelerde son kararı Bakanlar Kurulu verecek. Yeni düzenlemenin, en erken 2013'te başlaması öngörülüyor.


Read more...

Kentsel dönüşümde 20 milyon konutun yüzde 40'ı elden geçecek


Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Meclis'te görüşülmekte olan kentsel dönüşümle ilgili düzenlemenin, dönüşümün vatandaşlar eliyle yapılmasını sağlayacağını söyledi. 20 milyona yakın konut stokunun yüzde 40'ının elden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Bayraktar, "Bir saniye bile vakit geçirmeye tahammülümüz yok. Devletin kasasında 100 milyar lira para yok. Millet bunu kendisi yapacak." dedi.

400 milyar doları bulacak kentsel dönüşüme ilişkin Meclis süreci devam ederken, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, çalışmanın detaylarını anlattı. Türkiye'deki konut stokunun 20 milyona yaklaştığına işaret eden Bayraktar, "Bizim göreceli olarak yaptığımız araştırmalar ve Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) yaptığı araştırmalara göre yüzde kırka yakınının elden geçmesi lazım. Buna köyler, kasabalar ve şehirler de dahil. İki senelik, beş senelik, on senelik periyotlarla bu işi yapacağız. Bu konuda biz çok ciddiyiz, çok heyecanlıyız. Bir saniye bile vakit geçirmeye tahammülümüz yok." dedi.

Bayraktar, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Kanunu'nun kentsel dönüşümün vatandaşlar tarafından yapılmasını temin edeceğini kaydetti. Türkiye'de son 9 yılda yapılan 5 milyon konutun 4,5 milyonunun özel sektör, 500 bininin de devlet eliyle üretildiğini vurgulayan Bayraktar, Türkiye'nin 150-160 noktada kentsel dönüşümü devlet ve belediyeler eliyle yaptığını ifade etti. Bayraktar, kentsel dönüşümde belediyelerin başrolde olacağını, Toplu Konut İdaresi'nin de (TOKİ) büyük rol alacağını kaydetti. Bayraktar, "Belediyelerle kol kola kardeşçe bunları yürüteceğiz ama esas başrolde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olacak." şeklinde konuştu.

Bakan Erdoğan Bayraktar, kentsel dönüşüm sürecinde vatandaşın para almasının yanı sıra cebinden de para çıkabileceğini söyledi. Düzenlemeye göre, 50 daireden 45'i anlaşıp, 5 dairenin dönüşüme karşı çıkması halinde, bu dairelerin bedeli tespit edilerek açık artırmayla satılacak ve paralar o kişilerin hesabına resen yatırılacak. Satılmaması halinde ise Hazine adına tapusu yapılarak anlaşma yapanlara "Biz sizin anlaşmanıza amadeyiz." denilecek. Bakan Bayraktar, "Bu uygulama, kanunun en önemli ayaklarından biri. 2-3 kişi projelerin önünü tıkıyordu. Nitelikli çoğunluk anlaştığı zaman anlaşma sağlamayanların elimine edilmesini teminen devlet devreye girecek. Bu kanun kapsamında kentsel dönüşüm alanında kiracı varsa kiracıya kira yardımı yapılacak. Binadaki hak sahiplerine kredi yardımında bulunulacak. Bu tür yapılarda tüm vergiler muaf olacak." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'de son 50 yılda bir yapı silueti oluştuğunu ve bunun mimarlar tarafından yapıldığını ifade eden Bayraktar, "Hepimizin hem vebali, hem sevabı, hem de günahı var." ifadesini kullandı. Bayraktar, görsel mimariye, tarihi dokunun korunmasına ve çevreye daha fazla önem verdiklerini kaydetti. İmar tadili için belediyeye yapılan başvurularda belediyenin 4 ayda sonuçlandırmaması halinde valilik aracılığıyla başvurunun kendilerine yapılmasını da isteyen Bakan Bayraktar, bu tür hallerde plan tadillerini kendilerinin yapacağını, ayrıca belli büyüklükteki özel proje alanlarında belediyeye sormadan da imar planı hazırlayacaklarını açıkladı. Bayraktar, kentsel dönüşümde imar artışına ilişkin olarak ise şu bilgileri verdi: "İmar artışı olmadan kentsel dönüşüm olmaz. Gerçekten olmaz. Biz İstanbul'u bu hale getirdik. Bundan sonra kentsel dönüşüm yapmak için de imar artışından başka yol yok. Küçükçekmece Belediye Başkanı 'Ya 1 milyonluk konut yapacağız. Ya da 1 milyon mezar hazır edelim.' dedi. Çok doğru bir söz. Bunu İstanbul'da yapmamız lazım. Bunun şakası yok. Mutlaka yapacağız. Devletin kasasında 100 milyar lira para yok. Millet bunu kendisi yapacak."

Read more...

Katlanan eve yurtdışından 11 teklif


Katlanan ev konseptini geliştiren Timur Gayrimenkul, yurtdışına çıkmaya hazırlanıyor. Konsepte 11 ülkedeki yatırımcılardan teklif geldi.

Konut projelerinde misafir odası, müzik odası gibi kullanılmayan alanları evlerin içlerinden çıkararak 'katlanabilir ev (foldhome)' sistemini geliştiren Timur Gayrimenkul, konsepti yurtdışına satmak için çalışmalara başladı. Timur Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Erden Timur, 'foldhome' sisteminin Norman Foster gibi çalıştıkları dünyaca ünlü yabancı mimarlar aracılığıyla yurtdışına da yayıldığını ve 11 ülkeden teklif aldıklarını söyledi.

Timur, "En ciddi teklifler Londra, Berlin, Hong Kong, Singapur ve New York'tan geldi. Buralarda biz yatırımcı değil konsept geliştirici olacağız. İlk defa bir Türk gayrimenkul sistemi yurtdışına konsept satacak. Dolayısıyla bize finansal bir yükü de olmayacak. İki sene içinde bu çalışmaları tamamlayıp yurtdışına açılmış olacağız" diye konuştu.

Dallas'ta tarihi bina aldı
NEF markasıyla projeler geliştirdiklerini hatırlatan Timur, yurtdışında da aynı markayla devam edeceklerini anlattı. Timur, konsept geliştirici kimliğin yanı sıra yatırımcı olarak da projeler geliştireceklerini söyleyerek Brooklyn ve Dallas'ta iki yeni projeye yatırım yapacaklarını da açıkladı.

Brooklyn Williamsburg'da 60 ile 90 daire arasında değişen butik bir projeye başlayacaklarını, Dallas'ta ise 100 yıllık tarihi bir binayı satın alarak restore edeceklerini söyleyen Timur, "Dallas'taki proje 65 bin metrekare alana sahip. İçerisinde rezidans, otel ve yaşam merkezi de olacak. ABD'de proje geliştirme süreçleri 2 yılı buluyor" dedi.

Read more...

Büyük dönüşüm başlıyor 400 proje hazır


Türkiye'de büyük dönüşüme start verecek yasa Meclis'ten geçti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na şimdiye kadar 400 proje ve başvuru geldi. Acil dönüşüm listesinin başında İstanbul yer alıyor. Onu Kütahya, Bursa, İzmir ve Diyarbakır izliyor

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, "İktidarımıza mal olsa da yıkacağız" sözleri ile arkasında durduğu kentsel dönüşümü düzenleyen yasa Meclis'ten geçti. Yasanın geçmesinin ardından cevap beklenen en önemli soru ise dönüşümün nerede başlayacağı oldu. Ağustosta tüm belediye ve valiliklere bulundukları bölgede acil dönüşüm gereken yerleri belirlemelerini ve projelerini hazırlamalarını isteyen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na Türkiye genelinden 400 proje ve başvuru geldi. Tüm başvurulara profesyonel ekiplerini yönlendiren Bakanlık, acil dönüşüm gereken yerleri belirleyecek.

İstanbul'dan başlayacak
Acil dönüşüm listesinin başında İstanbul geliyor. İstanbul'da Küçükçekmece, Büyükçekmece, Adalar, Pendik, Kartal, Zeytinburnu, Ümraniye ve Fatih ilk sıralarda. İstanbul ile birlikte dönüşümün acilen yapılacağı iller listesinde Kütahya, Bursa, İzmir ve Diyarbakır var. Özellikle Kütahya'da sürekli deprem riski olması, Bursa - Gemlik'te zemin sorunu tespit edilmesi ve İzmir-Bornova risk altındaki yapı fazlalığı nedeniyle listenin başında. Dönüşümde gecekondu sahibine konut verilene kadar evi yıkılmayacak. Riskli yapıların yıkılması için hak sahibine verilen süre 30 günden 60 güne çıkarıldı. Binasını yıktırmayan vatandaşlar sorunu Cumhuriyet Başsavcılığı ile çözecek. Askeri yasak bölgeler, Hazine'nin özel mülkiyetinde bulunan riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarındaki taşınmazlardan, kamu idarelerine tahsisli olanlar Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'na (TOKİ) ve belediyeye bedelsiz devredilebilecek. Kentsel Dönüşüm Yasası'nın uygulanmasında hak sahipleriyle anlaşma yoluna gidilecek. Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine kira yardımı yapılabilecek. Riskli bulunan yapıların hak sahiplerine, bu yapıların yıktırılması için 60 günden az olmamak üzere süre verilecek. Kentsel dönüşümde belediyelerle hareket edilecek. Yasayla belediyelere her türlü ödenek aktarımı, teknik ve mali destek sağlanacak. Mahalli idareler, Bakanlık öncülüğünde dönüşümde söz sahibi olacak.

'Rant kefen soyuculuktur'
Yasayla ilgili değerlendirmelerde bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Türkiye'de konut stokunun 20 milyona yaklaştığını ve bunların da yüzde 40'a yakınının elden geçmesi gerektiğini ifade etti. 2, 5, 10, 15 ve 20 yıllık periyotlara yayarak tüm Türkiye'nin dönüşümünün gerçekleştirileceğini söyleyen Bayraktar, bir dakika bile zaman gecikmesine tahammülleri olmadığını vurguladı. Bayraktar, kentsel dönüşümde vatandaşın hakkının yenilmeyeceği vurgusunu yaparken, 'Rantsal Dönüşüm' iddialarına çok sert cevap verdi. Bayraktar, "Bu yasayı kullanarak rant düşüncesini devlet kadroları veya siyasi kadrolarla yan yana koymak büyük haksızlıktır, bunu düşünmek kefen soyuculuktur" dedi.

Ali Dumankaya Dumankaya İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi
Seferberlik ilan edilmeli
"İstanbul'daki binaların yüzde 50'si 30 yaşını aşmış. Nitelikli konut çok az. Var olan konutların dörtte üçü niteliksiz ve depreme dayanıklı değil. Bu tablo bize adeta bir saatli bombanın üzerinde yaşadığımızı gösteriyor. Kötü yapı stoğunun değişiminde bundan sonra süreç hızlı ilerlemeli. Söz konusu olan seçilmiş ilçelerde başlayan çalışmalar, bir sistem içinde hızlıca diğer ilçeler için de uygulanmalı. Kentsel dönüşüm konusunda İstanbul ve Türkiye'de bir seferberlik ilan edilmeli. Tüm ilgili kurum ve kuruluşlar bu dönüşüme destek vermeli. Kentsel dönüşüm yasası ile birlikte yapılacak çalışmalar ve projelerle İstanbul dünya başkentleri arasında hak ettiği değeri kazanacaktır."

Işık Gökkaya Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği Başkanı
Sektör için milat niteliğinde
"Bu yasasının Meclis'ten geçmesi sektör için bir milat olarak kabul edilebilir. Hem kamu hem özel sektör tarafından finansal enstrümanların da çıkarılması için çalışmalara başlamak gerekir. Biz de GYODER olarak hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hem de Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ile görüşmelere başladık. Deprem tahvilleri ve bonolarının çıkarılması, imar haklarının menkulleştirilmesi ve konut kredilerinde ikincil piyasaların geliştirilmesiyle ilgili çalışmalara başlamak gerekir."

Read more...

İstanbul'a imar yönetmeliği hazırlamak için dünyanın 5 mega şehri incelenecek


İstanbul'a 'İmar, Otopark, Yüksek Yapılar Yönetmeliği Çerçeve Taslağı' hazırlamak için Büyükşehir Belediyesi harekete geçti. Dünyanın büyük şehirleri New York, Londra, Roma, Barcelona ve Tokyo'nun otopark, imar ve yüksek yapı uygulamalarında yaptıkları çalışmalar incelenecek. Problemlerin çözümü konusunda kapsamlı bir rapor hazırlanacak.
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Kasımpaşa'daki eski mahallesini ziyareti sırasında yaptığı 'yollar işgal altında' açıklamasından sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi kolları sıvadı. Belediye, İstanbul'un en önemli problemi olan otopark başta olmak üzere, imar ve yüksek yapıları da kapsayan uluslararası ölçekte bir çalışma yapacak.

Aralarında New York ve Londra'nın bulunduğu dünyaca ünlü beş önemli şehrin ne gibi çalışmalar yürüttüğü konusunda kapsamlı bir rapor hazırlanacak. Beş şehirde otopark, imar ve yüksek yapılarla ilgili kanun ve yönetmelikler incelenecek. Yapım esasları kapsamında yapı ruhsatı alma şartları, denetim müeyyideleri, yangın merdivenleri, yapılarda garanti-sigorta kapsam ve süreçleri gözden geçirilecek. Bu kentlerde yapılan yüksek yapılara mahsus şartlar, bina otoparklarının düzenlenmesi, bölge ve genel otoparkların yapımı esasları ile beraber otopark yapımında aranması gereken fonksiyonlar ve miktarlarının belirlenmesi şartları ele alınacak. Uluslararası mevzuat ve örnek uygulamalar incelenecek. İstanbul imar ve otopark yönetmeliklerinin analizi yapılarak sorunları saptanacak. İncelenen mevzuat ve örnek uygulamalara ilişkin sonuç ve değerlendirmeler kapsamında sunum yapılacak. Sunum kapsamında çerçeve mevzuata ilişkin öneriler, yapılan araştırma, inceleme ve analiz neticesinde, İstanbul için imar otopark ve yüksek yapılar öneri yönetmelik taslağı hazırlanacak. Tanım ve yapım esaslarına ilişkin iki ve üç boyutlu çizimler bu taslağa eklenecek. Çalışmalar sonucunda 5 kentten alınacak tespitler kapsamında İstanbul 'İmar, Otopark, Yüksek Yapılar Yönetmeliği Çerçeve Taslağı' oluşturulacak. Taslak 'megakent' için yeni bir yönetmelik hazırlanmasına önayak olacak. Şehrin en önemli problemlerinden biri olan otopark eksikliğine yeni çözümler getirilecek.

İstanbul'un kimlik, vizyon, kültürel ve tarihi miras gibi dinamikleri bağlamında benzerlik taşıyan önemli kentlerin planlama sistematikleri, yapılaşma şartları, denetleme ve uygulama ölçütlerini, kontrol ve yaptırım süreç ve araçlarını belirleyen mevzuatı incelenecek. Belediye, çalışma kapsamında 8 Mayıs'ta 'Ulusal ve Uluslararası İncelemeler Işığında İstanbul'un Mekansal Organizasyonu İçin Yeni Bir Kavramsal Çerçevenin Geliştirilmesi İşi' ihalesine çıkacak. İmar müdürlüğü tarafından yapılacak ihale kapsamında ABD'nin New York, İngiltere'nin Londra, İtalya'nın Roma, İspanya'nın Barcelona ve Japonya'nın Tokyo şehirlerinin imar mevzuatları ve uygulamaları tek tek incelenecek. Şehir plancısı, mimar, imar hukukçusu, inşaat, elektronik ve makine mühendislerinin bulunduğu 9 kişilik ekip tarafından yürütülecek çalışmalar kapsamında İstanbul İçin İmar, Otopark, Yüksek Yapılar Yönetmeliği Çerçeve Taslağı hazırlanacak.

Beş büyük şehirde neler incelenecek?
• Kanun, yönetmelik ve plan hiyerarşisi, kanun ve yönetmelik maddeleri ile plan notlarının öncelik durumlarının belirlenmesi.

• Binayı oluşturan temel unsurların (pencereler, kapılar, merdivenler, çatılar, asansörler, bacalar, ışıklıklar, çıkmalar vb.) farklı fonksiyondaki binalara göre sınıflandırılarak asgari ve azami sınırlarının tespiti.

• Fonksiyon ve kullanım durumlarına göre kat yükseklikleri ve iç yüksekliklerin değerlendirilmesi.

• Binaların yükseklik ve fonksiyonlarına göre parsel sınırlarından çekme mesafeleri.

• TAKS (taban alanı kat sayısı), KAKS (kat alanı kat sayısı) tanımları ve uygulaması.

• Binalara kod verilmesi.

• Yapı iç mekanları ile ilgili hususlar (asgari piyes ölçüleri, merdivenler, asansörler, asma katlar, bodrum katlar vb.)

• Heliportlar.

• Yapılarda asgari tesisat alanlarının oranları.

• Avan proje uygulamaları.

• Muvakkat inşaat ile ilgili hususlar (yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni ile sonrasına ilişkin süreçler, ruhsata tabi olmayan inşaat işleri, yapı denetimi ve müeyyideler, müktesep (kazanılmış) haklar, sığınaklar, yangın merdivenleri, yenilenebilir enerji kaynakları, yapılarda garanti-sigorta kapsam ve süreçleri, kamu yapılarına yönelik ayrıcalıklar.

• Yüksek yapılara mahsus kriterler.

• Bina otoparklarının düzenlenme esasları.

• Bölge ve genel otoparkların düzenlenme esasları.

• Otopark aranması gereken fonksiyon ve miktarları.


Read more...

KONUTDER: Konut fiyatları artacak


Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) Başkanı ve Sinpaş Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Çelik, emtia fiyatlarının son bir yılda yüzde 40 arttığını, yüzde 10'luk bir artışın da TL'nin devalüasyonundan kaynaklandığını belirterek, "Dolayısıyla maliyetlerdeki yüzde 50'lik artış inşaat maliyetinin artışına direkt etki edecektir. Bu maliyetler bir miktar sonra ürün satışlarına geleceği için konut satış fiyatlarını bir miktar daha çıkartacaktır, aşağı düşürmeyecektir" dedi.

Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği'nin (KONUTDER) kuruluşu dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan Çelik, derneğin 16 şirket ile birlikte kurulduğunu söyledi. Konut sektörünün özellikle 2010 yılı itibariyle yeniden bir büyüme trendi yakaladığını belirten Çelik, 2011 yılını konut sektörü için gelişime son derece açık bir dönem olarak gördüklerini ifade etti. Sektörün daha iyi büyüyeceğine inandıklarını kaydeden Çelik, "Büyüyoruz ama ‘ne pahasına olursa olsun’ büyümeyeceğiz. Milli değerlerimizi ve toplumsal hassasiyetlerimizi, etik değerlerimizi, çalışma ilkelerimizi, sosyal sorumluluk anlayışımızla birleştireceğiz" dedi.

7 milyon konut ihtiyacı var

Kurdukları dernek ile sektörün kurumsallaşmasına öncülük etmek istediklerini dile getiren Çelik, bugün insanların "başımı sokacağım bir evim olsun" düşüncesinin yerini, nitelikli konut talebine bıraktığını ve bunun, tüketicinin bilinçlenmesi ve ülkenin istikrarına bağlı olarak alım gücünde yaşanan artışla ortaya çıkan bir durum olduğunu kaydetti. Konut sektörünün bu trendi çok iyi takip ettiğini ve taleplere uluslararası standartlarında ötesine geçerek cevap verdiğini vurgulayan Çelik, "Ancak henüz ülkemizde, mevcut konut talebine yetecek bir üretim söz konusu değil. Türkiye'de 700 bin konut ihtiyacı var. Önümüzdeki 10 yılda 7 milyon konut ihtiyacı vardı. Bunun nedeni eski yapılar, köyden kente göç ve gecekondulardan kaynaklanıyor. Kentleşme arttıkça konut ihtiyacı da artıyor" dedi. Kentsel dönüşüm konusunda ellerinden gelen katkıyı sağlayacaklarını dile getiren Çelik, Türkiye'de kentsel dönüşümün gerekli olduğunu savundu.

Konut geliştiricileri ve yatırımcıları ayırmak istedik

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çelik başka derneklerin de olduğu sektörde, neden KONUTDER'i kurma ihtiyacı hissettiklerine ilişkin soruya “Çünkü tüm veriler inşaat sektörü adına söyleniyor, baraj, elektrik, su inşaatı yapan da inşaat sektöründe yer alıyor. Veriler de o şekilde dağıtılıyor. Oysa biz konut geliştiricileri, verilerimizi ayrı çatıda toplamak istedik. Şimdi bir dernek olarak kurduk, gerekirse ileride federasyona da gidebilir" dedi.

Avrupa'daki kriz Türkiye ve konut sektörünü etkilemez

Derneğin, 16 şirketle kurulduğunu ancak bu sayı ile sınırlı tutmayı düşünmediklerinin altını çizen Çelik, "Konut geliştiricileri bu çatının altına bekliyoruz. Konut geliştiricisi ve yatırımcısı olan herkese kapımız açık" dedi. KONUTDER'in, İmder ve GYODER'den farklı olarak ne yapacağının sorulması üzerine Çelik, GYODER'in ekspertiz firmaları, AVM, ofis, hatta lojistik sektöründen üyeleri bulunduğuna işaret ederek, "O nedenle biz, konut geliştiricileri ve yatırımcılarını ayırmak istedik" dedi.

Avrupa'da endişelere neden olan ekonomik krizin, Türkiye ve konut sektörüne olası bir etkisinin olup olmayacağı üzerine Çelik, "Biz kriz yönetmeye alışmışız. Avrupa 100 yılda bir kriz yaşıyor, biz dört yılda bir bunu yaşıyoruz. Ben burada Türkiye için paniklenecek çok fazla bir şeyin olduğunu düşünmüyorum. Hatta Türkiye için fırsat da görüyorum. Eğer mütekabiliyet sorunu çözülürse, Rusya, Kazakistan, Körfez, Azarbeycan'daki pek çok yatırımcı gelecek ve yatırım yapacak. Türkiye, bölgede ciddi bir pazar. O nedenle çok ciddi bir krizin Türkiye'yi ve konut sektörünü etkileyeceğini öngöremiyorum" değerlendirmesinde bulundu.

Tüketicinin konut fiyatlarında düşüş beklemesi doğru değil

Konut fiyatlarında artış ya da düşüş beklentilerini sorulması üzerine Çelik, "Öncelikle konut fiyatlarının düşmesini öngörecek bir şeylerin olması lazım. Emtia, işçilik ve arazi maliyetlerinin düşmesi lazım ki bir fiyat düşüşünden bahsedebilelim. Ayrıca, altın, demir, çimento fiyatları aldı başını yükseldi, bu ortamda konut fiyatlarının düşmesini öngöremeyiz. Biz konut geliştiricileri, konut fiyatlarının düşmesini hiç öngöremiyoruz. Biz bir arazi alıyoruz, bir fiyat düşüşü varsa yatırıma başlamayız. Tüketicinin de fiyatların düşeceğini beklemesi doğru değil" dedi.

Konut fiyatları aşağıya düşmeyecektir

Çelik, emtia, demir fiyatlarının son bir yılda yüzde 40 arttığına dikkat çekerek, "Yüzde 10'da TL'nin devalüasyonundan kaynaklanan bir artış var. Bunu da eklediğinizde son bir yılda yüzde 50'lik maliyet artışı var. Bu hiç de enflasyon hesapları ile bağdaşmıyor. Doğal olarak bu maliyetler, inşaat maliyetlerinin arışına direkt etki edecektir. O nedenle bu maliyetler, bir miktar sonra ürün satışlarına geleceği için konut satış fiyatlarını bir miktar daha çıkartacaktır, aşağı düşürmeyecektir" dedi. Çelik, demir fiyatlarındaki artışa esprili dille yaklaşarak, "Düğünlerde altın yerine, demir sertifikası yapıp takalım diye espri yaptık arkadaşlarla" ifadelerini kullandı.

Read more...

İnşaat sektörü ‘KDV’ için ortak öneri sunacak


Maliye Bakanlığı’nın hazırladığı ve konutta KDV uygulamasını tamamen değiştirecek tasarıya göre, yeni konutlardan alınan KDV, ucuz konuttan yüzde 1, pahalı konuttan yüzde 8, lüks konuttan yüzde 18 olarak üç aşamalı uygulanacak.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki torba yasa tasarısındaki bu kademeleri, yani hangi aralıklarda hangi oranın uygulanacağını Bakanlar Kurulu’nun belirleyeceği öğrenildi. Buna göre, ucuz konut, pahalı konut ve lüks konut tanımını da Bakanlar Kurulu’nun belirleyeceği ifade ediliyor. Bu yeni KDV uygulaması, inşaatı devam eden projelere uygulanmayacak. Yeni uygulamayla ilgili endişeleri bulunan inşaat sektörü temsilcileri bir araya gelip ortak ‘öneri’ hazırlayacak. GYODER, KONUTDER, İNDER ve TMB, bu uygulamanın sektöre getireceği zararı ve kendi önerilerini hazırlayıp, hafta sonuna kadar ilgili Bakanlığa sunacak.

Yarın görüşülecek
KDV, şimdiki düzenlemeye göre 150 metrekare üzeri konutlar için yüzde 18, bunun altındaki konutlar için ise yüzde 1 uygulanıyor. Maliye Bakanlığı ise metrekaresi düşük olmasına rağmen değeri yüksek olan, değerli bir bölgede yer alan konuttan yüzde 1 KDV alınmasının doğru olmadığını ileri sürerek, değerine göre KDV oranı belirlenmesini istiyor. Buna göre de KDV kademelendiriliyor. Yarın Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülecek olan tasarının hızlı bir şekilde Genel Kurul’a gönderilmesi bekleniyor. Ancak yeni KDV uygulamasının ne zaman yürürlüğe gireceği henüz belli değil.

Sektör biraraya geliyor
Bu durumdan satışların düşeceğini öngören sektör temsilcisi 4 kuruluş bir araya gelerek, önerilerini hazırlayacak ve tasarıya karşı ortak bir tutum belirleyecek. Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER), Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER), İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) ve Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) haftasonuna kadar hazırladıkları önerileri Bakanlığa ve Başbakan Erdoğan’a sunmayı planlıyor. İNDER Başkanı Nazmi Durbakayım, “KDV’de reform olsun, karşı değiliz ancak bazı belirsizliklerin giderilmesi gerekiyor. 4 ayrı sektör kuruluşu olarak çalışmalarımız var. Ayrı ayrı görüş bildirmek yerine, müşterek çalışma sunmayı planladık” dedi.

Kontrolü yapmak zor olur
GYODER Başkanı Işık Gökkaya, “Halka açık olmayan şirketlerde tapu devirlerin bile mevcut fiyatın altından yapıldığı oluyor. Böyle bir kademelendirme sistemini takip etmek zor. Kayıtdışının azalmaya başladığı sektörde, kayıtdışını artıracak. Kademelendirmeleri takip edebilmek için bir kontrol mekanizması gerekecek. Bölgenin değerine göre kademe yapılırsa, her değerli bölgedeki proje, A plus değil. Örneğin İsyanbul-Levent’te A plus proje de var, orta gelir grubunun oturduğu siteler de.”

Acele karar verilmesin belirsizlikler kaldırılsın
İNDER Başkanı Nazmi Durbakayım, şu değerlendirmeyi yaptı: “KDV’nin adil bir dağılım içinde olması lazım. İhaleye çıkmış olan işler var. Sözleşmeler yapılırken vergiler göz önüne alınıyor. Başlanmış bir işte yapılan değişiklk sektörü büyük sıkıntıya sokar. KDV’de reform olmalı ancak lüks kavramı, iyi tespit edilmeli. Sektörün görüşleri de dikkate alınmalı. Bu haliyle kaos olur. Gayrimenkul alıcısı en ufak bir şeyden, alımını erteler. Haberler çıkmaya başladığından beri piyasa kesildi.”

Sektör yüzde 25 küçülür yarım kalan proje olur
KONUTDER Başkanı Ömer Faruk Çelik, şunları anlattı: “Kentsel dönüşümle ilgili yeni müşteri nasıl yaratırız diye düşünürken, KDV’ler artırılıyor. 2009’da, inşaat sektörü düşmeye başladığında KDV’ler düşürüldü, tapu harcı azaltıldı. Satışlar toparlandı ve 500 bine çıktı. 3 aylık süre bitince hükümet indirimi uzatmadı ve satışlar ertesi yıl 350 bine düştü. Eğer KDV değil yüzde 18, bir puan bile artarsa, bu sektör yüzde 25 küçülür. Kanun ne gün çıkıyorsa o zaman küçülür. Kentsel dönüşüm de olmaz.”

Read more...

26 Haziran 2012 Salı

Kiremit Çeşitleri Modelleri


Çatıların vazgeçilmez malzemesi olan kiremitler artık geçmişte olduğu gibi tekdüze değil. Alternatif çatı kaplama ürünlerinin ortaya çıkması ve de kiremit üreticilerinin piyasadan daha fazla pay kapma arayışları sonucunda ortaya değişik tipte kiremitler çıktı. Ayrıca artık kiremit aksesuarları olarak da bilinen ürünler bulunmakta. Üstelik pek çok kiremit üreticisi artık renkli kiremitler de piyasaya sürmüş durumda. Yani artık kiremit rengi denildiğinde hangi rengin kastedildiğini anlamakta zorlanabileceksiniz. İşin şakasını bir yana bırakıp, piyasadaki değişik kiremit çeşitleri ve modellerini sizlerle paylaşalım.

Read more...

Çatı Kaplama Levhaları Daha fazlasını okumak için: http://piy10.net/cati-kaplama-levhalari/


Çatı kaplama levhaları kiremitin yerini almaya başladı. Değişik malzemelerden üretilen çatı kaplama levhalarının en büyük özelliği çok daha kolay ve kısa süren montaj / yapım süresi. Ayrıca oldukça da uzun ömürlüler. Bunun yanında pek çok çatı kaplama levhası farklı renk seçenekleri ile gelmekte. Bunun dışında çatı kaplama levhalarının pek çoğu üstün ısı yalıtımı özelliğine de sahip. Çatı kaplama levhalarının üstün özelliklerini aşağıda listeleyelim.

Kolay montaj
Yüksek yalıtım yeteneği
Farklı renk seçenekleri
Farklı malzeme türleri ve zengin ürün çeşitliliği
Uzun ömür, yangına, neme ve doğa şartlarına yüksek mukavemet
Hemen her yerde bulunabilme
Kolay bakım onarım

Read more...

BİNALARDA DIŞ CEPHE ISI YALITIMI


İnsanların konforlu bir yaşam sürebilmeleri için ideal olan atmosfer koşullarının özellikleri 20-22 derece sıcaklık ve yüzde 50 bağıl nem olarak kabul edilmiştir. Yani bu değerler insan metabolizmasının en rahat işlediği atmosferik koşulları belirtmektedir. Bir orta kuşak ülkesi olan Türkiye’de yaz sıcakları ve bağıl nem oranı bu değerlerin oldukça üzerine çıkıyorken, kış aylarında ise pek çok bölgede yine bu değerlerin çok altına inebiliyor. Dolayısıyla ülkemizde insanlar yaz aylarında serinlemek için evlerde ve diğer kapalı mekanlarda klima, kış aylarında ise ısınma için soba, kalorifer, kombi gibi araçları kullanmak durumunda kalıyor.

Kapalı bir mekanın hava sıcaklığı ve nem oranını belirli değerlerde tutma işlemine genel olarak iklimlendirme deniliyor. Ülkemizde yazları serinlemek ve kışları ısınmak için evler başta olmak üzere her türlü kapalı mekanda iklimlendirme yapılıyor. Ancak iklimlendirmenin yüksek bir maliyeti oluyor. Bu maliyet enerji gideri olarak karşımıza çıkıyor. İster elektrik, ister doğalgaz, odun, kömür ya da fuel oil olsun, yaz kış önemli ölçüde kaynak sarfiyatına neden oluyor. Bireylerin yapmış olduğu bu harcamalar ülke ekonomisi üzerinde de baskı oluşturuyor. Çünkü iklimlendirme özellikle de kış aylarında ısınma, ister zengin ister fakir olsun herkesin ortak ve ertelenemez bir ihtiyacıdır. Dolayısıyla herkes bir şekilde evini ve iş yerini iklimlendiriyor.

İklimlendirmenin devlete faturası ağır. Fakir yurttaşlara dağıtılan kömürün devlete oldukça ağır bir faturası var. Ayrıca Türkiye’de petrol ve doğalgaz ve kömür yatakları talebin çok çok altında olduğu için büyük miktarda ithalat yapılmak zorunda kalınıyor ve bu da dış ticaret açığını körüklüyor. Dolayısıyla yalıtım hem bireyler için hem de devlet için son derecede önemli bir konu.

Devletimiz bu konudaki hassasiyetini yapı yönetmeliklerinde gerçekleştirdiği düzenlemeler ile gösterdi. Artık yeni yapılan binalar belli standartlarda ısı yalıtımlı şekilde yapılmaktadır. Bu yalıtım bölgeden bölgeye ve binanın yapılacağı yerin özelliklerine göre mühendisler tarafından hesaplanarak yapılıyor. Bu hesaplar burada anlatamayacağımız kadar karmaşık hesaplardır. Zaten siz değerli piy10.net okurlarının da işin bu kadar tekniğini bilmesine gerek yoktur.

Isı yalıtımı ile, özellikle eski binalarda terleme, su alımı, yoğuşma, yosunlanma gibi pek çok sorun da büyük ölçüde giderilebiliyor. Ancak en büyük faydasını düşen enerji giderlerinde kendisini gösteriyor. Eviniz kışın sıcak, yazın ise serin kalıyor. Dolayısıyla yaz aylarında daha az klima çalıştırma ihtiyacı duyarken, kışları ise daha az yakıt tüketiliyor. Örneğin ısı yalıtımı yapılmadan önce kombiyi 60 derecede yakan bir aile, ısı yalıtımı sonrası aynı konfora 40-45 derecede yakarak sahip olabiliyor. Bu aradaki 15-20 derecelik fark ise doğalgaz faturasında ciddi bir düşüş olarak kendini gösteriyor.

Burada inşaat esnasında binanın nasıl ısı yalıtımlı yapıldığından bahsetmeyeceğiz. Bu konu daha çok mimar ve mühendislerin ilgi alanına giriyor. Bizim asıl üzerinde durmak istediğimiz konu ise eski binalarda ısı yalıtımının nasıl yapılacağıdır.

Eski binalarda genellikle binanın dış cephesi XPS ya da diğer yalıtkan malzemelerle kaplanarak yapılıyor. Yapışkan sıva ile duvara yapıştırılan plakaların üzeri yine uygun bir sıva ile kaplandıktan sonra boyama işlemi yapılıyor. Bu yalıtkan malzemeler binanın dış atmosfer ile ısı alışverişini engellemese de, büyük oranda düşürüyor. Sonuç olarak ise binanız kışın daha geç soğurken, yazın da daha geç ısınıyor.

Isı yalıtımı yaptırılırken çatı çok büyük bir önem arz etmektedir. Çatı yalıtımı için çatının durumuna göre değişik malzemeler kullanılabiliyor. Perlit kullanılabileceği gibi XPS ya da benzer yalıtkanlar da kullanılabiliyor. Çatılı ya da çatısız binalarda duruma göre nasıl bir yalıtım yapılacağına işin uzmanı olan kişilerin karar vermesi gerekiyor.

Binalarda, özellikle apartmanlarda merdiven boşluğuna bakan duvarlarda da yalıtım yapmak son derecede faydalıdır. Bina giriş kapısı da yalıtımlı olmalıdır. Aksi halde büyük oranda ısı kaybına neden olmaktadır.

Evleriniz en çok ısıyı pencerelerden alır ya da kaybeder. Bu nedenle mümkün olduğunca kaliteli çift camlı PVC pencerelere kullanmak son derecede önemlidir. Ülkemizde PVC konusunda uzmanlaşmış pek çok firma mevcuttur. Bu firmalar dünya standartlarında üst düzeyde kaliteli PVC pencereler üretmektedirler. Daha iyi bir ısı yalıtımı için bu konuda yüksek başarımlı pencere seçimi yapılmalıdır.

Pencereler ve kapıların montajı da son derecede önemlidir. Isı yalıtımı konusunda başarımı üst düzeyde olan PVC pencere, kötü montaj nedeniyle sizi hüsrana uğratabilir. Pencere ile duvar arasında boşluk olmamasına özen göstermek ve kaliteli dolgu malzemeleri kullanıldığından emin olmak gerekir. Pencerelerinizi yenilemeyi düşünüyorsanız, hem kaliteli bir pencere seti seçmelisiniz hem de bunu gerçekten işi bilen, uzman kişilerin monte etmesini sağlamalısınız. Aynı durum özellikle dış kapı ve balkon kapıları için de geçerlidir. Hatta kapılarda kötü montaj bir de hırsızlık riskini artırmaktadır.

Binalarda ısı yalıtımı pek çok ev sahibi için yüksek bir meblağ olarak görünmektedir. Üzülerek pek çok kişinin maliyeti yüksek geldiği için ısı yalıtımından kaçındığını görmekteyiz. Oysa ki size yüksek gelen bu maliyet, zaman içerisinde sağlayacağınız tasarruf ile kendini amorti edecek ve hatta sizi kara geçirecektir.

Read more...

Asma Tavan Modelleri


Asma tavanlardan daha önce de oldukça detaylı olarak bahsettik. Kartonpiyer asma tavanlar, alçıpan asma tavanlar, stropiyer asma tavanlar vb. konularda sizlerle çok detaylı bilgi paylaşımlarında bulunduk. Arşivimizi taradığınız takdirde bu bilgilere kolaylıkla ulaşabilirsiniz.

Bu yazımızda amacımız sizlerle sadece bazı asma tavan modellerini göstermek olacak. Öncelikle belirtelim ki, asma tavanlar evleri oldukça modern hale getiren, odaları ve salonların sıkıcı, kutu gibi görüntüsünü önemli ölçüde gideren, son derecede dekoratif yapılardır. Ayrıca, müstakil evlerde ve de son kat dairelerinde önemli ölçüde ısı yalıtımına da yardımcı olur.

Asma tavanlar bir zamanlar sadece iş yerlerinde, alışveriş merkezlerinde ya da mağazalarda kullanılmakta idi. Ancak uzun yıllardır evlerimize de girmiş bulunmaktalar. Şimdi sizlerle daha çok 2010 yılı asma tavan modellerini paylaşacağız. Gerçi, çok değişen bir şey olduğunu söyleyemeyiz. Ancak sizlere en güncel bilgileri sunma ilkemiz doğrultusunda, en son asma tavan tasarımlarını paylaşmamız gerekmekteydi. Biz de öyle yaptık. Lafı daha fazla dolandırmadan, hemen fotoğraflara geçelim isterseniz.

Read more...

Alçı Sıva Üzerine Seramik Karo Döşeme


Bazı durumlarda alçı sıva yapılmış yüzeyler üzerine seramik karo kaplama gerekebilir. Eğer böyle bir ihtiyaç ortaya çıkarsa, bunun uygunluğunu sorgulayabilirsiniz. Sizler için bu konuyu araştırdık ve elde ettiğimiz bilgileri aşağıda sizlerle paylaşıyoruz.

Alçı sıva üzerine seramik karo kaplama yapmak çok ideal bir çözüm olmasa da, gerektiğinde başvurulabilecek ve doğru şekilde hareket edilirse çok fazla sorun çıkarmayacak bir çözüm olabilir.

Öncelikle alçı sıvanın sağlam olduğundan emin olunması önem arz etmektedir. Sağlam olmayan bir alçı sıva üzerine kaplama yapmak kesinlikle hatalı bir davranış olacaktır. Sıvanın sağlamlığını plastik bir tokmak ile, alçı sıva üzerinde belli aralıklarla hafifçe vurarak test edebilirsiniz. Duymak istediğiniz ses ince ve kısa süreli bir sestir. Tok ve uzun süren bir ses, sıvanın arkasında boşluk olduğuna işaret eder. Bu durumda sıvayı sökmekten başka çare yoktur. Ancak alçının sağlam olduğu test sonucu görmüş olmanıza rağmen şüpheniz varsa bir avuç taşlama ile sık bir şekilde sıva yüzeyine yaklaşık 45 derece açılı çizikler açabilirsiniz. Bu çizikleri ya da çentikleri kesinlikle çekiç ile yapmamak gerekir. Çekiç darbeleri sıvayı gözle görülmese de belli noktalardan zayıflatacaktır.

Eğer alçı sıvanızın sağlamlığından emin olursanız ikinci olarak duvarın terazisinde ve mastarında olup olmadığını bir su terazisi ve mastar ile test etmek gerekir. Eğer mastar ve terazide sorun varsa uygun bir sıva malzemesi ile duvarın sıvanması ve terazisi dengelenmelidir.

Dikkat edilmesi gereken bir nokta da, alçının yapısı gereği suya duyarlı olmasıdır. Ortamdaki fazla nemi emme ve atmosferdeki nem oranı düştüğünde de geri verme özelliğine sahip olan alçı sıvalar, çimento sıvalarda olduğu gibi uygulama öncesinde kesinlikle su ile ıslatılmamalıdır. Bunun yerine özel sıvı astarlar ile bu duvarlar astarlanmalıdır. Sıvı olan bu astar kolaylıkla bir fırça ile yüzeye uygulanabilir. Astarlama işleminde yaklaşık 40-60 dk sonrasında uygulamaya geçilebilir.

Uygulamada kullanacağınız yapıştırma harcı yüksek mukavemetli, esnek ve üst düzeyde bir yapıştırma harcı olmalıdır.

Son olarak belki de en önemli noktaya değinelim. Alçı sıvaların taşıma kapasitesi düşüktür. Bu nedenle alçı sıva üzerine seramik karo kaplanırken, kaplanacak karo ve altındaki yapıştırma harcı ağırlığı metrekare başına 25 kg’ı geçmemesi önemlidir. Bu da alçı sıva üzerine kalın ve ağır seramik karoların uygulanamayacağını gösterir. Eğer kaplama yapılacak seramik karo kalın, büyük ve ağır ise alçı sıva yüzeyden kazınmalı, yerine çimento harcı ile yeni bir sıva yapılmalı ve ardından seramik karo uygulaması gerçekleştirilmelidir.

Read more...

Zemin Ve Duvar Kaplamalarının Sırları


Seramik, mermer, granit ve diğer doğal taşlara kadar pek çok seçeneği olan zemin ve duvar kaplama malzemeleri doğru seçildiği zaman oldukça başarılı ve kaliteli mekanlar elde etmenizi sağlıyor. Ancak bu malzemelerin nasıl seçileceğini pek az kişi tam olarak biliyor. Her malzemenin kendine has artı ve eksileri bulunuyor. Bunlar teknik özelliklerine bağlı olarak sıralanabileceği gibi dekoratif niteliklerine göre de bir sıralama yapmak mümkündür. Ayrıca her mekana her kaplama malzemesi aynı şekilde uyum sağlamaz.

Bir odaya ilk girdiğinizde dikkatinizi hemen duvar rengi, mobilya ve aksesuarlar çeker. Ancak bir mekandaki atmosferi asıl belirleyen zemindir. Yanlış zemin kaplaması seçimi tüm büyüyü bir anda bozabilir. Benzer şekilde doğru bir seçim ile mükemmel mekanlar elde etmeniz mümkün olur. Her zaman belirttiğimiz gibi kaplama malzemesi seçiminde kişisel zevklerinizden ödün vermemeniz önemlidir. Sonuçta o mekan size ait, sizin yaşayacağınız bir mekan olduğundan sevmediğiniz bir malzeme seçimi sizi mutsuz edecektir. Mutsuz olduğunuz bir mekan ne kadar iyi dekore edilmiş, ne kadar kaliteli ve nitelikli eşya ve aksesuarlarla bezenmiş olursa olsun bir kötü bir mekandır. Bununla birlikte evin değişik bölümleri için ideal zemin kaplama malzemeleri bulunuyor. Seçimlerinizi kişisel zevklerinizi göz ardı etmeden bu doğrultuda yapmanız halinde kesinlikle başarılı ve sizi mutlu edecek bir çözüm bulmuş olacaksınız.

Mutfakta Zemin Kaplama Malzemesi Seçimi:

Mutfaklar evlerimizde trafiğin yoğun olduğu mekanların başında gelir. Mutfak zemininde kullanılacak malzeme bu trafiğe dayanabilmeli ve kolay temizlenebilen bir malzeme olmalıdır çünkü mutfak zemini oldukça hızlı bir şekilde kirlenmektedir. Bu nedenle mutfaklar için en ideal yer kaplama malzemesi seramik fayanslardır. Kaliteli bir seramik fayans hem gerekli dayanıma sahiptir hem de kolayca silinip temizlenebilir. Ayrıca yüzey kayganlığı düşük malzeme seçimi de oldukça önemlidir. Güvenlik açısından ekstra bir önlem alınmış olur. Kayganlığı yüksek kaplamalar istenmeyen kazalara yol açabiliyor. Özellikle evde sık sık sağa sola koşuşturan çocuklar varsa, kaygan zeminlerden uzak durulmalıdır. Kaygan zemin çocukların sık sık düşüp bir yerlerini incitmelerine neden olabilir.

Banyo İçin Zemin Kaplama Malzemesi Seçimi:

Banyoda kaplama malzemesi seçiminde dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlar kayganlık ve su geçirgenliğidir. Banyoda seçilecek malzeme kesinlikle ıslak halde bile kayganlığı düşük bir malzeme olmalı ve su geçirmemelidir. Ayrıca deterjanlar, temizlik malzemeleri gibi kimyasallar en çok banyoda bulunduğundan kaplama malzemeleri bu tür kimyasallara karşı da dirençli olmalıdır. Bu konuda yine mutfaklarda olduğu gibi seramik fayanslar oldukça iyi sonuçlar vermektedir. Tabi ki kayganlık sorunu olmayan ürünler tercih etmeniz gerekiyor.

Balkon / Veranda İçin Zemin Kaplama Malzemesi Seçimi:

Balkon ya da verandanızda seçeceğini malzeme, özellikle bol güneş alan ve çok ısınan bir mekan ise sıcaklık farklılıkları dikkate alınarak seçilmelidir. Aksi halde yaz aylarında aşırı ısınan kaplama malzemesi sorun çıkarabilir. Yine çok güneş alan yerlerde açık renkli malzemeler tercih edilmelidir. Eğer çok ısınma gibi bir sorun yoksa seramik fayans bu tür mekanlar için de tercih edilebilir. Ancak ısınma sorunu varsa seramik fayans seçimi hatalı olabilir. Granit ya da diğer doğal taşları tercih edebilirsiniz.

Bodrum İçin Zemin Kaplama Seçimi:

Bodrum gibi mekanlar trafiği düşük yerlerdir. Ayrıca çok sık kullanılan mekanlar olmadığından bu tür mekanlarda görsellikten ziyade teknik özelliklere gör seçim yapmak daha uygun olacaktır. Öncelikle böyle mekanlarda neme dayanıklı malzemeler tercih edilmelidir. Seramik karolar ve doğal taşlar ideal bir seçim olabilir.

Salon Ve Odalar İçin Zemin Kaplama Seçimi:

Yaşam trafiğinin en yüksek olduğu salonlarda ve sık sık kullanılan odalarda böyle ağır bir trafiğe dayanabilecek nitelikte malzeme seçimi yapmak gerekiyor. Yine seçim yaparken kayganlığı düşük malzemeler tercih etmelisiniz.

Read more...

Ucuz Stropiyer


Ev dekorasyonunda her gecen gün daha fazla kullanılmaya başlayan stropiyer fiyatları hakkında siler için yaptığımız araştırma sonucunda elde ettiğimiz bilgileri siz değerli ziyaretçilerimiz ile paylaşmak istiyoruz. Öncelikle belirtelim ki; stropiyer ürünlerin her geçen gün kalitesi yükseliyor. Piyasaya stropiyer ürünler ilk defa çıktığında hiç birimiz kalitesi bu kadar düşük bir malzemeden üretilen ürünlerin piyasada bu kadar çok tutulacağını tahmin etmemişti. Ancak stropiyer üreticileri sürekli ürettikleri stropiyerin kalitesini iyileştirdi. Artık en az kartonpiyer kadar kaliteli olarak kabul edilen stropiyerler bulmak mümkün. Üstelik üreticiler, stropiyerin ucuz ve kalitesiz görüntüsünü de iyileştirmiş durumda.Son derecede ucuz ve kalitesiz ürün algısı uyandıran ilk stropiyerlerin aksine, yeni ürünler oldukça başarılı. Ancak hala stropiyerin kartonpiyerin gerisinde olduğunu da belirtmemiz gerek. Stropiyer ürünlerin yanıcı olması, özellikle güvenlik açısından büyük bir dezavantajdır.

Stropiyer ve kartonpiyer hakkında silere daha önceki yazılarımızda da, son derecede yoğun ilgi içeren paylaşımlarda bulunmuştuk. Dilerseniz arşivimizden eski yazılarımıza kolaylıkla ulaşabilirsiniz.

Stropiyer fiyatlarını İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Konya, Kayseri, Denizli, Adana, Samsun, Malatya ve Gaziantep’te sizler için soruşturduk. Elde ettiğimiz sonuçlar, stropiyer fiyatlarının geçmiştekine nazara bir miktar daha düşmüş olduğunu gösterdi. Bunda kartonpiyer ve alçıpan gibi alternatif ürünlerin fiyatlarındaki düşüşlerin de etkili oldunu sanırım söylemeye gerek yoktur. En ucuz stropiyer fiyatını da Bursa şehrimizde bulduk. Bununla birlikte fiyatların genel olarak belli dar bir aralıkta değiştiğini, model ve marka arasındaki fiyat farklılıklarının da oldukça daraldığını söylememiz gerek.

Şimdi silerle piyasada bulduğumuz en ucuz stropiyer ürünlerinden bir kaçının resmini paylaşalım.


Read more...

Çimento Yonga Levha İle Dış Cephe Kaplama


Gerek bireylerin gerekse yurt ekonomisinin iyileştirilmesi, daha az yakıt tüketerek daha az karbon salınımı yapılması suretiyle çevrenin korunması ve hava kirliliğinin azaltılması gibi pek çok nedenden dolayı yapılarda izolasyona her geçen gün daha çok önem veriliyor. Özellikle büyük apartmanlar ve sitelerde dış cephe kaplaması yaptırarak izolasyon sağlanması konusunda ülkemizin çeşitli yerlerinde adeta bir yarış olduğunu belirtmekte fayda var. Özellikle de mevsim normallerine göre oldukça sert geçen kış şartları yalıtım konusunda en kararsız olanların bile fikrini değiştirmiştir diye tahmin ediyoruz.

Ülkemizde dış cephe kaplama yani bir başka değişle mantolama yöntemi eski binalarda özellikle tercih edilen bir yöntem. Bu yöntemde çeşitli izolasyon malzemeleri kullanılarak binanın dış cepheleri kaplanarak binanın kış aylarında içerisindeki ısıyı kaybetmesi, yaz aylarında ise dışarıdaki sıcak havadan daha az etkilenmesini sağlıyor. Özellikle XPS köpük ve PVC sistemler yoğun olarak kullanılmakta. Bu konuda piyasada çeşitli ürünler bulmak mümkün. Biz de bu yazımızda sizlerle çimento yonga levhaları tanıtacağız ve çimento yonga levhaların izolasyonda ne gibi özellikleri olduğunu, avantaj ve dezavantajlarından söz edeceğiz.

Cephe kaplamada kullanılan çimento yonga levhalar %65 kadar çimento ve %35 kadar ahşap yonga ( genellikle çam yongası ) kullanılarak üretilirler. Bu oranlar farklı firmaların ürettiği yongalarda değişiklik gösterebilirse de, genel olarak oran bu şekildedir. Genel olarak levhaların her iki yüzü de mineraller kullanılarak zırhlandırılıyor ve böylece çevre şartlarına dayanıklılığı artırılarak daha uzun ömürlü olması sağlanıyor. Aynı zamanda ahşap, taş vb desenlere sahip ya da desensiz levhalar bulmak da mümkün. Bu özellikleri ile de binanızın hoş bir dış görünüşe sahip olması, estetik ve dekoratif açıdan daha hoş durması açısından önemli bir özellik.

ÇİMENTO YONGA LEVHA - AHŞAP GÖRÜNÜMLÜ
Çimento yonga levhaların yapısında bulunan ahşap ve çimentonun üstün özellikleri bir arada harmanlarak her iki ürüne göre dış cephe kaplama açısından daha nitelikli bir malzeme elde edilen bu ürünlerde, ahşapın hafifliği, elastikliği ve işlenebilirliği ile çimentonun suya ve neme dayanıklılığı, yanmaya  ve çürümeye karşı direnci bir araya geliyor.

ÇİMENTO YONGA LEVHALARIN AVANTAJLARI:

Depreme dayanıklı ( ahşap lifler sayesinde elastik ).
Yanmaya ve tutuşmaya karşı yüksek direnç
Hafiflik
Suya ve neme dayanıklılık
Üstün ses ve ısı yalıtım yeteneği
Sağlığa zararlı olmaması
Kolay işlenebilirliği ile kolay üretim ve montaj
Atmosferik şartlara karşı yüksek direnç
Haşerelere karşı mücadeleye yardımcı
ÇİMENTO YONGA LEVHA TEKNİK ÖZELLİKLERİ:

Çimento yonga levhalar genellikle 1600 kg/m³  yoğunluğa sahip olurlar. Isı iletkenlik katsayısı 0,24 Kcal/mhoC  seviyesindedir. 12, 16,18 ve 30 mm kalınlığında olabilirler.

Read more...

Çimento Yapıştırma Harçları ve Ortam Şartları


Çimento bazlı yapıştırma harçları genel olarak yer ve duvar karoları vb yapı malzemelerinin uygulamasında ihtiyaç duyulabilen malzemelerdir. Ancak zaman zaman bu alanda uzun süre çalışan ustaların bile, belki biraz dikkatsizlik ve belki de bilgisizlikten dolayı bazı hatalar yaparlar. Bu hataların oluşması ise çok can sıkıcı sonuçlara yol açmaktadır. Özelikle ev sahipleri açısından yeniden masraf, yeniden sağın solun kırılıp dökülmesi ve oldukça zor bir işlem olan inşaat sonrası temizliğin tekrar yapılması demektir. Bu nedenle uygulama sırasında çeşitli noktalara dikkat edilmesi gerekmektedir.

ÇİMENTO YAPIŞTIRMA HARCI
Çimento yapıştırma harçları uygulanırken ilk dikkat edilmesi gereken husus ortam atmosferidir. Mevsim, coğrafi özellikler ve günün saatlerine göre ortam koşulları değişiklik gösterebilir. Hava sıcaklığı yükselip düşebilir, uygulama yapılacak yüzey rüzgara ya da güneşe maruz kalabilir. Tüm bunlar göz önünde bulundurulmalıdır.

Öncelikle +5°C’nin altında sıcaklıklarda çimento yapıştırma harcı ile uygulama yapmak sakıncalıdır. Ya havanın ısınması beklenilmelidir ya da kapalı mekan ise ortam bir şekilde ısıtılmalıdır. +5°C’nin altındaki sıcaklıklarda çimento yapıştırma harçları priz alamamaktadır.

Soğuk havada olduğu gibi sıcak havada da çimento yapıştırma harçları ile uygulama yapmak sakıncalıdır. +35°C değerinin üzerinde uygulama yapılması da istenmeyen sonuçlara yol açabilmektedir. Sıcaklığın düşmesi beklenmeli ya da mümkün ise düşmesi sağlanmalıdır.

Yukarıdaki açıklamalarımızdan da anlaşılacağı üzere, çimento yapıştırma harçlarının uygulanması için en ideal hava koşulları +5-35 derece aralığıdır. Ancak düşük sıcaklıklarda ısıtma, yüksek sıcaklıklarda ise soğutma yapılabileceğini de ifade ettik. Burada sadece ortam havasının sıcaklığını değiştirmek de yeterli değildir. Uygulama yapılacak yüzey ve malzemenin sıcaklığı da uygun sıcaklığa getirilmelidir. Eğer uygulama yapılacak yüzey sıcaklığı istenilen değerlerin dışında ise istenmeyen durumlar ortaya çıkabilecektir.

Rüzgara ve güneşe maruz kalan çalışma ortamlarında malzemenin kimyasal reaksiyon süreci kısalacaktır ve bu da ustalar için uygulama süresinin kısalması demektir. Hatta bazı durumlar çimento yapıştırma harçları uygulanamaz hale gelir ve malzeme kaybı olur. Rüzgar ve güneş çeşitli yöntemlerle kesilebilir. Aynı şekilde bu tür koşullarda uygulama yüzeylerini ıslatmak suretiyle rüzgar ve güneşin olumsuz etkileri azaltılabilir. Yine benzer şekilde bu amaçla astar kullanımı ve yağlama yöntemi uygulanabilir.

Konu ile ilgili daha fazla bilgi almak için Zemin ve Duvar Kaplamalarının Sırları ve Granit Seramik Karo Döşerken Dikkat Edilmesi Gerekenler başlıklı yazılarımızı da okumanızı tavsiye ediyoruz. Yine İnşaat Malzemeleri kategorimizde yer alan konulara da dilerseniz göz atabilirsiniz.

Read more...

Prefabrik Evlerin Tarihi

Prefabrik evlerin Amerika’da uzun bir geçmişi vardır. Amerikaya prefabrik evler ilk olarak İngiltere’den 1600′lerde gönderilmiştir ama gerçek anlamdaki prefabrik evler ev kitleri ortaya çıkana kadar hayat bulamamıştır. Ev kitleri bir evi oluşturan bütün bileşenlerden oluşuyordu ve insanlar kendileri bu kitleri alarak evlerini kurabiliyor ya da kurulum işi için işçi kiralıyorlardı. Alaaddin firması 1906 yılında Amerikada hazır ev kitlerini satan ve kitler için kataloglar çıkaran ilk firmaydı. 1908 yılından 1940 yılına kadar bu şekilde 100 bin kadar ev satılmıştır.

PREFABRİK EV

UCUZ PREFABRİK EV 2
Ev kitlerinin popüler olmasının altında çeşitli nedenler yatmaktadır. Öncelikle Michigan merkezli bir firma olan Aladdin gibi firmalar, motomotiv, demir, çelik ve demir endüstrilerinden elde ettikleri gelir ve bilgi birikimini bu yönde kullandılar. Yeterli maddi gücü olan insanlar şehirlerin dışında aileleri için kendi evlerini inşaa etmek istiyorlardı ve gelişmiş yol ağı da bu konuda onların işini kolaylaştırıyordu. Ek olarak otomotiv endüstrisinde olduğu gibi, prefabrik ev endüstrisinde de montaj teknolojisinin nimetlerinden faydalanılmaktaydı. Evi oluşturan bileşenler, inşaat alanında bir marangoz tarafından üretilmek yerine, fabrikalarda büyük miktarlarda üretilebiliyor ve böylece daha ucuza mal ediliyor, ev inşaa edilecek yerlere de düşük bir maliyetle taşınıyordu. Fabrikalarda kitle halinde alçıpan üretildiğinden inşaat alanlarında deneyimli sıva ıstalarına gerek kalmıyordu. Su ve elektrik tesisatları da yine fabrikalarda çok daha ucuza imal edilen parçalara yerleştiriliyordu ve böylece bu konularda uzmanlaşmış ustalara gerek kalmıyordu.

Düşük maliyet saysinde orta sınıf Amerikalı aileler kendi evlerine sahip olabildiler. $2.500′ın altında bir maliyetle 30.000 parçadan oluşan bir prefabrik ev kiti alınabiliyordu ki bu kitler kerestelerden çivilere, kaplamalardan çatı kaplamalarına kadar her şeyi içeriyordu ve üstelik evin nasıl monte edileceğini gösteren bir de kitapçık içeriyordu.

Prefabrik ev kitleri ilk defa bir eve sahip olmak isteyenlerin dışında, bir yazlık ya da sahilde bir bungalov ev isteyenler arasında da oldukça popüler olmuştu. Mobil tatil evleri isteyenler için 1920′lerde karavanlar icat edildi. Ancak Amerika’yı kasıp kavuran 1920 ekonomik buhranı döneminde, artık kimsenin kendi evini alacak ya da bir tatil evini karşılayacak parası yoktu ve tüm satışlar bıçak gibi kesildi.

MOBİL EV - KARAVAN
Mobil evler İkinci Dünya Savaşından sonra satışları hızla artan ilk prefabrik ev türüydü. Tekrar ortaya çıkmaya başlayan ve eve ihtiyaç duyan orta sınıf bu sektöre canlılık getirdi. Mobil evler ucuzdu ve insanlar şehir şehir gezip yerleşmek yerine, geçici olarak yaşayacakları yerlere mobil evleri ile gidiyorlardı.

1970′li yıllarda hükümet prefabrik evleri güvenlik gerekçesi ile belli standartlara uymaya zorladı. 1976 yılında U.S. Konut ve Kentsel Gelişim Departmanı ( Department of Housing and Urban Development ) daha çok HUD kodu olarak bilinen ve prefabrik evlerin ısıtma, elektrik ve su tesisatları ile tasarım özelliklerine belli şartlara bağlayan standartları getirdi. İnşaat, yangın güvenliği ve enerji verimliliği göz önüne alınmıştı. HUD kodu olarak bilinen standartlar 1994 yılında güncellendi.

Bu gelişmelerin ardından prefabrik evler düşük maliyetli konut ihtiyacını karşılayan önemli bir kaynak haline geldi. Günümüze kadar gelen dönemde ise tasarımda yapılan yenilikçi çalışmalar, yeni teknolojiler, doğaya daha az zarar veren doğa dostu tasarımlar, insanların ihtiyaçlarını daha iyi karşılayabilen evler yaratmaya anlayışı ile sektör gelişimini sürdürdü. Bugün ise prefabrik evler özellikle kalabalık ülkelerde düşük maliyetli ev ihtiyacının kaşılanmasında oldukça önemli bir alternatiftir. Yükselen kalite ve standartlara rağmen geleneksel inşaat yöntemleri ile inşaa edilmiş evler göre ucuz prefabrik ev fiyatları, bu sektörün her geçen gün büyümesine yol aşmakta ve daha çok kişi bu evleri tercih etmektedir.

Read more...

25 Haziran 2012 Pazartesi

Barbara Becker imzalı yepyeni ve etkileyici bir koleksiyon: “Ev Tutkusu 2014”


Avrupa’da tanınan tasarımcılardan Barbara Becker, duvar kağıdında trendleri belirleyen Rasch markası için 2014 koleksiyonunu tasarladı. Tasarımcının adını taşıyan Barbara Becker 2014 koleksiyonu, beş farklı tema altında toplanan iddialı, feminen ve zarif tasarımları ile öne çıkıyor.

HannaHome’un temsilcisi olduğu, duvar kağıdında trendleri belirleyen Rasch markası için 2012 yılından bu yana “Ev Tutkusu” konsepti altında koleksiyonlar tasarlayan ünlü tasarımcı Barbara Becker’ın, ‘Barbara Becker Ev Tutkusu 2014’ adını taşıyan yeni koleksiyonunda en iddialı renkler, modern yansımalar ve doğanın izleri bir arada... Evlerine zarif bir dokunuş arayanlar için şık ve sıra dışı seçenekleri bir arada sunan Barbara Becker 2014 koleksiyonu, olağandışı renkleri ve tasarımlarıyla mekanlara ışıltı verirken, modern desenleri ve dokusuyla fark yaratıyor.
Morning Breeze, Bali Blue, Chalet Chic, Safari Lodge ve "O la la..." olmak üzere 5 farklı temadan oluşan yeni koleksiyon, büyüleyici renkleri ve pırıltısı ile yaşam alanlarına hareket getirmekle kalmayıp bambaşka bir dünya yaratıyor.

Morning Breeze: Koleksiyonun başlangıç teması olan ‘Morning Breeze’, hafiflik ve rahatlığı ile öne çıkıyor. Kelebeklerin dansını, mavi, krem ve pembe gibi yumuşak renk tonları ile birleştiren desenler, yine uyumlu tonlarda kombin duvar kağıtları ile duvarlarda aydınlık ve ferah bir esinti bırakıyor.

Bali Blue: Tasarımcıların vazgeçemediği renklerden biri olan mavi rengini işleyen ‘Bali Blue’, yaz duygusunu alışılmadık bir zarafetle ifade ediyor. Mavi, krem ve beyazın mükemmel uyumunu keten dokusu ile birleştiren duvar kağıtları, modern, şık ve zarif efektleri ile evinizin havasını baştan aşağı değiştiriyor.

Chalet Chic: İddialı, modern ve çarpıcı… Yılan derisi, balık pulu ve örgü dokuları ile çeşitli dokuların kahve, krem, bakır ve siyah olmak üzere farklı renklerle ustalıkla harmanlandığı desenler, farklı renk yansımaları ve ışıltıları ile evlerde feminen, şık ve egzotik bir hava estiriyor.

Safari Lodge: Son zamanların en gözde temalarından olan Afrika havasını yaşam alanlarınızda estirmek istemez misiniz? ‘Safari Lodge’ serisinde, doğadaki haline en uygun şekilde tasarlanmış zebra desenleri, sarı ve mavi renklerin güçlü vurgusu eşliğinde atmosferik bir tarz oluştururken, Afrika’nın doğal, vahşi ve çekici havasını duvarlarınıza yansıtıyor.

“O la la...”: Canlı kırmızısı, zarif kıvrımları ve kadifemsi dokusu ile uygulandığı alanlarda güçlü bir görünüm sağlayan ‘O la la...’ serisi yaşam alanlarına sofistike ve romantik bir dokunuş ekliyor.

Tüm Rasch koleksiyonlarında olduğu gibi kalite ve teknik özellikleri ile de fark yaratan koleksiyon, kolay temizlenebilmesi, ekolojik ve güneş ışınlarına dayanıklı olması, RAL ve CE sertifikaları güvencesinde insan sağlığına zararlı hiçbir maddeyi barındırmaması gibi sahip olduğu birçok avantaj ile de ön plana çıkıyor.

Read more...

Ali Sami Yen arazisindeki 5 gökdelen için son kararı bakanlık verecek


Anıtlar Kurulu, İstanbul Mecidiyeköy'deki yıkılan Ali Sami Yen Stadı ile Likör Fabrikası arazisine yapılması planlanan 5 gökdelen ile ilgili kararı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na bıraktı

İstanbul 2 Numaralı Koruma Kurulu, İstanbul Mecidiyeköy'de bulunan toplam 5 gökdelen projesi ile ilgili önemli bir karar verdi. Kurul, yıkılan Ali Sami Yen Stadı ile Likör Fabrikası arazisine yapılacak 2 ayrı gökdelen projesiyle ilgili nihai kararı vermek üzere dosyanın Şehir ve Çevrecilik Bakanlığı'na gönderilmesini kararlaştırdı. Ali Sami Yen Stadı arazisini 3 gökdelen inşa etmek üzere alan Torunlar GYO, Aşçıoğlu ve Kapıcıoğlu firmaları 1 milyar 75 milyonluk bir proje hazırladı. Proje hemen yanı başında bulunan tarihi nitelikteki ağaçlara komşuluğundan ötürü önce Tabiat Varlıkları Komisyonu'nda ele alındı. Komisyon 30 Ocak 2012 günü yaptığı değerlendirmede projenin hayata geçirilmesinde bir sakınca görmedi. Bu kez dosya Kültür Varlığı açısından ele alınmak üzere Koruma Kurulu gündemine geldi. Kurul önce siluet açısından sakınca olup olmadığını araştırdı. Büyükşehir Belediyesi'nden siluet açısından sorun olmadığına dair bilgi gelince 7 Mart 2012 günü proje karara bağlandı.

20'ye yakın ağaç kesilecek
Anıtlar Kurulu ise Likör Fabrikası arazisine yapılacak diğer 2 gökdelen projesi için fabrika binasının tescilli eser olduğu gerekçesiyle vize vermedi. 1930'da inşa edilen Likör fabrikası bahçesine Aşçıoğlu-Ofton-Meydanbey- Omak İnşaat Ortak Girişimi tarafından yapımı düşünülen 157 metre yükseklikteki 2 adet gökdelen ile ilgili olarak ise proje önce Tabiat Varlıkları Komisyonu'nda ele alındı. Tabiat Varlıkları Komisyonu, projenin tabiat varlıkları açısından "sakıncalı olmadığı"na hükmetti. Komisyon 20'ye yakın ağacın kesilmesini uygun gördü. 2 No'lu Anıtlar Kurulu dosyayı "nihai kararı" vermek üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na gönderdi. İki proje ile ilgili de şimdi son sözü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verecek. Anıtlar Kurulu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın kararına müdahale edemeyecek.

Read more...

Ali Sami Yen kayyuma


İstanbul Mecidiyeköy’deki Ali Sami Yen arazisinin ortakları Torunlar GYO, Aşçıoğlu ve Kapıcıoğlu arasındaki anlaşmazlığa çözüm arayan hakem kurulu, yönetime ‘kayyum’ atadı. Ortakların menfaatlerinin korunması için atanan kayyumda yeminli mali müşavir Nihat İncekara ve Avukat Halil İbrahim Koca yer alıyor.

Mecidiyeköy Ali Sami Yen arazisinde Torunlar GYO, Aşçıoğlu İnşaat ve Kapıcıoğlu İnşaat ortaklığının anlaşmazlığına çözüm arayan hakem kurulu, yönetime kayyum atadı.

Ali Sami Yen arazisine 1 milyar liralık proje inşa edecekken, anlaşmazlık yaşayan ve davalık olan ortaklık için mahkeme, taraflar arasındaki ihtilafın çözümü için Prof. Hasan İşgüzar, Prof. Mehmet Ali Erten ve Prof. Mehmet Demir’den oluşan hakem kurulu atamıştı. Atanan hakemler, ihtiyati tedbir kararı olarak kayyum atadı. Kayyuma da Yeminli Mali Müşavir Nihat İncekara ile Avukat Halil İbrahim Koca atandı. Ortaklığın menfaatlerinin korunması için kayyum kararı alındığı belirtilirken, ortaklar bir araya gelip usulüne uygun bir yönetim belirlerse kayyum düşecek.

Tek başına karar alabiliyor

Hakem Kurulu Başkanı Prof. Hasan İşgüzar, Torunlar GYO, Aşçıoğlu İnşaat ve Kapıcıoğlu İnşaat’ın kurduğu ortaklığın ‘adi ortaklık’ olduğunu belirterek, kayyum kararının gerekçesini şöyle anlattı: “Taraflar kendi aralarında bir sözleşme yaparak, 5 kişiden oluşan bir icra kurulu belirlemiş ve yönetim bu 5 kişiye bırakılmış. Yönetimde Torunlar GYO’dan 3 kişi, Aşçıoğlu ve Kapıcıoğlu’dan ise birer kişi yer alıyor. Bu sözleşmede, icra kurulu toplantıları en az 4 kişi ile toplanabileceği ve davate rağmen yeterli katılım olmazsa 3 kişinin karar alabileceği belirlenmiş. İcra kurulunda Torunlar GYO’nun 3 temsilcisi bulunduğu göze alındığında, tek başına karar almasına olanak tanınmış.”

Yönetim hukuka uygun değil

Mevcut Borçlar Kanunu’nun 524’ncü maddesine göre, şirketlerde kararların ortakların katılımıyla alınabileceğini ve burada ortakların hisse oranının değil ortak sayısının dikkate alınacağını ifade eden İşgüzar, şöyle devam etti: “Burada bir adi ortaklık var, limited ya da anonim şirket değiller. Yanlış da burada yapılıyor. Bu ortaklıkta hisse çoğunluğuna bakarak karar alınamaz. Bu yapı ile Torunlar GYO dışındaki diğer ortakların menfaati sağlanamaz. Hal böyle olunca, kurulumuz ortaklığın menfaati gereği yasaya uygun yeni bir yönetim oluşturuluncaya kadar tedbiren adi ortaklığa yönetim kayyumunun atanmasına karar verdi.”

Evrakları görme tedbiri

Kayyum atanması dışında bir karar daha aldıklarını ifade eden İşgüzar, “Ortakların, ortaklık merkezinde örnek, fotokopi ya da fotoğraf çekmeksizin inceleme yapabileceklerine dair bir karar alınmış. Bir ihtiyati tedbir kararı daha alarak, bütün ortakların tüm belgeleri görebileceği yönünde karar alındı” dedi.

Torunlar GYO kayyuma itiraz etti heyet reddetti

Torunlar GYO, hakem heyetinin 30 Mayıs’ta verdiği ihtiyati tedbir kararına itiraz etti. İtirazları 13 Haziran tarihli toplantısında inceleyen hakem heyeti, “İcra kurulunda 3 üye ile temsil edilen Torunlar GYO’ya diğer ortaklardan hiçbirisinin katılımı olmaksızın tek başına karar alma yetkisi verilmiştir. Ortaklığın menfaati gereği, bu konuda ortaklarca yasaya uygun yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar tedbiren adi ortaklığa yönetim kayyumu atanması kararında yasaya ve usule aykırılık bulunmamaktadır” denilerek, itirazı reddetti.

TOKİ nedeniyle kamu yararı var

Toplu Konut İdaresi’nin projeye dahil olması nedeniyle Ali Sami Yen projesinin kamuya mal olmuş bir proje olduğunu ve ortakların menfaati için bu kararın alındığını ifade eden Hasan İşgüzar, “Bu şekilde kanuna uygun bir yönetim oluşturuluyor. Eğer ortaklık bir araya gelip, kanuna uygun bir yönetim belirlerse, kayyum düşecek. Atanan kayyum, olağan rutin işleri yapacak. Proje için büyük kararlar almak gibi bir yetkisi bulunmuyor. Alım satım yapamazlar. TOKİ’ye de durumu bildirdik ve duruşmaya da davet ettik” diye konuştu.

Kayyuma atanan mali müşavir sağlık nedeniyle geri çekildi

Hakem heyetinin 30 Mayıs tarihli toplantısında kayyuma İstanbul barosu avukatlarından Halil İbrahim Koca ve yeminli mali müşavir Şaban Baybora atanmıştı. Ancak Şaban Baybora’nın sağlık sorunları nedeniyle kayyumluğu yerine getiremeyeceği belirlenirken, yerine yeminli mali müşavir Nihat İncekara atandı.

Anlaşmazlık lansmana kadar dayanıyor

Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ) hasılat paylaşımı modeliyle ihale ettiği ve Aşçıoğlu İnşaat’ın kazandığı araziye daha sonra Torunlar GYO ve Kapıcıoğlu da ortak oldu. Torunlar GYO’nun yüzde 65, Aşçıoğlu’nun yüzde 35 ve Kapıcıoğlu’nun yüzde 5 payının olduğu bir ortaklık kuruldu. Projenin 1 Nisan 2011’de yapılan tanıtım toplantısına Aşçıoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Aşçıoğlu’nun katılmaması, ortaklar arasında bir anlaşmazlık olduğunu ortaya çıkarmıştı ancak taraflar bunu doğrulamamıştı. 2012 Mart ayına gelindiğinde ise Aşçıoğlu İnşaat, muhasebe kayıtlarında oynama yapıldığı ve alınan kararlardan kendilerine bilgi verilmediğini belirterek, hakem atanmasını talep etmiş ve Torunlar GYO ve Kapıcıoğlu İnşaat’tan davacı olmuştu. Davalılar ise iddiaların asılsız olduğunu savunarak, davanın reddini istemişti. Mahkeme de 3 kişilik hakem heyetini, anlaşmazlıkların çözümü için görevlendirmişti.

Read more...

Ayancuk.Com - Guncel Haberler

Ayancuk.Com

Ayancuk.Com

  © Blogger templates Psi by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP